Mesih Garabeti Gönderileri
Mesih Garabeti kitaplarını, Mesih Garabeti sözleri ve alıntılarını, Mesih Garabeti yazarlarını, Mesih Garabeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Chesterton haklıydı: Eğer Tanrı'ya inanmazsak, her şeye inanmaya hazırızdır. Tanrı'daki inanç, evrenin olgusal rasyonalitesini açıklamamıza olanak tanıyan kurucu bir istisnadır. Burada, bir kez daha Lacancı hepsi-olmayan mantığıyla iştigal ediyoruz: Tanrı kaba mucizelere inanmama ve evrenin basit rasyonalitesini kabul etmeme izin verir; bu istisna olmaksızın, inanmaya hazır olmadığım hiçbir şey yoktur.
Sayfa 391 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Bir ateist olmak için artık sadece bir kimsenin "Tanrı'ya inanmadığını" ilan etmesi yeterli değildir, çünkü inançlarımın asıl mekanı benim bilinçli değil bilinçdışı edimlerimdir. Bu elbette, "Tanrı'yı inkar etmeye çalışsam bile, kendi derinliklerimde inanmaya devam ederim" psikolojik saçmalığı anlamına gelmez; bilinçdışı "benim derinlerimde" değildir, o orada, yapıp ettiklerimde, ritüellerimde, etkileşimlerimde vücut bulmuştur. Öznel olarak inanmasam bile, "nesnel olarak" kendi davranışlarım ve sembolik ritüellerde ve onlar aracılığıyla inanıyorumdur. Bu aynı zamanda, dinin, dini inancın, "insan doğası"na göründüğünden daha derin bir şekilde kök salmış olduğu anlamına gelir.
Sayfa 389 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Meister Eckhart
İnsanlar, içsellikte, kendini adamada, sevecenlikte ve çeşitli yöntemlerle, ateşin başında ya da ahırda olduklarından daha fazla Tanrı'ya sahip olacaklarını düşündüğünde, sanki Tanrı'yı alıp onun başını örtüp, onu bir bankın altına itmiş gibi davranır. Her kim ki Tanrı'yı bulacağını düşündüğü yollarla ararsa, yollarda saklanmış olan Tanrı'yı kaybeder.
Sayfa 289 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Gerçek varlık ve gerçek hakikat sonsuz olmak zorundadır ve bu Hegel’in en özgün Hristiyan sonuçlarından birisidir!
Sayfa 182 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Ve Hegel için, bu sıfır noktasından geçiş zorunludur; çünkü İnanç ve Akıl arasında, yenilenmiş herhangi bir sentez ya da uzlaşmayla bir çözüm sağlanmaz: Modernitenin ilerlemesiyle, efsunlu evrenin sihri sonsuza kadar kaybolur, gerçeklik sonsuza kadar gri kalacaktır. Tek çözüm, zaten görmüş olduğumuz gibi, yabancılaşmayı tam da iki katına çıkarmak, benim Mutlak'tan yabancılaşmamla Mutlak'ın kendi yabancılaşmasının nasıl örtüştüğünü kavramaktır: Ona olan gerçek mesafemde, ben Tanrı"da"yımdır.
Sayfa 83 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Schürmann
Tanrı’nın ihtişamı, insanın Yaratıcı’nın ötesine “geçmesi”ndedir. Böylece
Oğul, babanın kalbinde doğar ve insan kendi Tanrı’sını bulur, Uluhiyeti.
İnsan Uluhiyete giden ilerlemeden yoksun olduğu sürece Tanrı hiçbir
şeydir. Eğer ayrılmaya rıza göstermezseniz, Tanrı Uluhiyetini, insan da
kendisini ıskalayacaktır.
Sayfa 51 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Tinsel meditasyon bugün, kurumsallaşmış dinden soyutlandığında, dinin sıfır seviyesindeki bozulmamış özü olarak ortaya çıkar: Her bir dini ayakta tutan karmaşık kurumsal ve dogmatik mabet, bu öze geçirilen olumsal ikincil bir kaplama olarak reddedilir. Dini kurumdan, tinsel deneyimin mahremiyetine doğru bu aksan değişiminin nedeni, böylesi bir meditasyonun günümüz küresel kapitalizmine en çok yakışan ideolojik biçim olmasıdır.
Sayfa 41 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar "dört kelimeden -o İnsan olarak yaratıldı- korktukları" için her türden daha derin anlamlar hayal ettiğinde, gerçekten de onları korkutan şey, evrenin anlamının teminatı olan aşkın Tanrı'yı, ipleri eline almış gizli Efendi olarak Tanrı'yı kaybedecek olmalarıdır; biz, bunun yerine, bu aşkın konumu terk eden ve kendisini kendi yaratımının içine atan, onunla ölümüne dek ilgilenen ve böylece biz insanları, ilahi yaratımın ve dolayısıyla Tanrı'nın kendi yazgısı için özgürlük ve sorumluluğundan korkunç külfetiyle birlikte bizi izleyen daha yüksek bir iktidardan yani Tanrı'nın kendisinden mahrum bırakan bir Tanrı'ya ulaşırız.
Sayfa 38 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu