Mevlana'nın hayatı hakkında son 10 yıldır çıkan eserler sayesinde az da olsa bilgi sahibi oldum. Daha sonrasında da Konya'ya yaptığım mini gezi sayesinde Mevlana hayatının ve fikirlerinin birkaç kitap ve gezilerle tamamen kavranılamayacağını öğrendim. Dünya çapında bu kadar sevilmesinde araştırılmasında saygı duyulmasında bir sır olmalıydı. Ve bu sır eserlerinde saklıydı.
Sırrı öğrenmek adına Mesnevi'ye geçişi kolaylaştıran bu kitap elime geçti ve zevkle bitirdim!
Okuduğum kitaba değinecek olursak, Mesnevi'deki bazı hikayeleri (76 adet) günümüz Türkçesi ne çevrilmiş sadeleştirilmiştir. Kısa kısa, öğretici, yol gösterici, toplumumuzun en temel ilkelerini, ahlak kurallarını işlenmiş her seviyenin anlayabileceği dilde yazılmıştır.
Hikayelerdeki hayvanları çokça kullanmış insanlara bazen hayvanlar üzerinden bazen de hayvanlara insanlar üzerinden ders vermiştir. Bu yönüyle çocukların dikkatini çekeceğini düşünüyorum.
Son söz olarak kitabın arka kapağından bir kaç cümleyle incelememi bitirmek istiyorum;
" Bu kitap, sonsuz bir okyanusa, zengin bir manevi dünyası olan Mesnevi'ye doğru atılacak ilk kulacınız olacak..."
Mesnevi ÖyküleriMevlana Celaleddin-i Rumi · Antik Yayınları · 2017351 okunma
Lokman tevazuyla gülümsedi.
"Senin nimet bağışlayan elinden o kadar rızıklandım ki şimdi mahcubiyetimden iki büklümüm. Bu yüzden senin sunduğun bir şeye acı demeye utandım. Senin bir acı lokmana katlanamazsam vücudum toprağa karışsın! Ayrıca senin sevgin kavunda hiçbir acılık bırakmadı. Sevgiyle acılar tatlılaşır, bakırlar altın olur..."
Mevlana sevenlerine şu vasiyeti bırakır:
"Size, gizlide ve açıkta Allah'tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı, isyan ve günahları terk etmeyi, oruç tutmayı, namaza devam etmeyi, şehveti terk etmeyi, bütün yaratıklardan gelen cefaya tahammül göstermeyi, aptal ve cahillerle oturmamayı, güzel davranışlı ve olgun kişilerle birlikte bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır."
Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başkadır. Köpüğü bırak da, denizi görmeye bak sen. Köpükler, gece gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete getirir. Ama ne şaşılacak şeydir ki, sen köpüğü görüyorsun da denizi görmüyorsun.