... Gün orada duruyordu. Kızıl, çilli bulutların arkasına saklanmış bir güneş. Katırtırnakları, akşamsefaları, defne yaprakları ne kadar süslerse benim gözümü, onun da hep aklında sanırdım. O esmer delikanlının. Öyle mavi beresini hafif yatırırken kaşının üstüne. Gözlerinin önünden çipil bir sabah geçiyordu. Tarhana kokusu. Annesinin hünerli elleri. Kahırlı. Mayalanmış, gökyüzüne doğru.