"Alınma ama kazayı mıknatıs gibi üstüne çeken insanlardan biri gibisin. Bu yüzden okyanusta kaybolmamaya ya da bir şeylerin altında kalmamaya çalış, olur mu?"
''Üzgünüm.''
Gözlerimi devirdim. ''Özür dileyebileceğin onca şey varken, bu yüzden dile tabii.''
Yüzümü inceledi ve bulduğu şey onu tatmin etmedi. ''Ne için özür dilemeliyim?''
Hiçbir şey için, demek istedim ama özür dileyecek bir ruh halinde olduğunu görebiliyordum, o yüzden ona üzerine düşünebileceği bir şey verdim.
''Beni neredeyse sonsuza kadar senden mahrum bırakacağın için.''