"... eğer bir hasta kendini hastalıktan dolayı ailecek uğursuz olmaları nedeniyle yaşamı boyunca migren ile lanetlenmiş hissediyorsa ve doktoru da kaderci bir yaklaşım içindeyse tedavi edici herhangi bir girişim daha az yararlı olacaktır."
"Ailevi görülme sıklığı ille de kalıtsal olmayı gerektirmez. Bir aile yalnızca gen kaynağı değil, geniş bir potansiyele sahip çevresel koşullar toplamıdır."
Dostoyevski bu auralarla ilgili şunları yazar: " Bazı anlar vardır ve bu anlar sonsuz uyumu hissedebildiğimiz beş altı saniyelik zaman dilimleridir. Bu anlarda yaşanan en kötü şey ise ürkütücü bir berraklığın ve esrime duygusunun sizi sarıp sarmalamasıdır. Eğer bu durum beş saniyeden fazla sürerse, ruhumuz buna katlanamaz ve bedeni terk eder. Bu beş saniye içinde tüm varlığımı bütünüyle yaşar ve hiç de büyük bir bedel ödeyeceğimi düşünmeden bunun için hayatımı bile veririm..."
Sayfa 372 - Yapı kredi yayınları/3.baskıKitabı okudu
"Hastanın tamamen edilgen ve uyumlu olmadığı ve yapması söylenen şeyleri inanarak ve anlayarak uyguladığı bir ilişki esasen başarılı bir doktor hasta işbirliği doğurur."
İkinci yy.da migrenli hastalara şunlar önerilirmiş:havalı bir yerde,düz yolda yürüyüş yapın.Dolaşmak her zaman iyi gelir.Bol egzersiz yapılmalı,bağırsakların düzgün çalışmasına dikkat edilmeli.Aşırı yemeye kendini kaptıranlar baş ağrılarından kurtulamazlar.
"Sokrates,baş ağrısı için herhangi bir ilaç önermeden önce,zihnin bütün kötülüklerden arındırılmasını ister;beden ve ruh,tıpkı gözler ve kafa gibi birlikte iyileştirilmelidir."