Bu korku yalnız bana karşı değil, her şeye karşı, utanmadan yaşayabilen her şeye karşıdır. Eti sevmez örneğin, etin arsızca, Çırılçıplak oluşu tiksindirir onu.
Hiçbir zaman başaramayacağını sandığı bu "tuttuğunu koparan" olayına aklı durur, hayrandır, hem de insanın gözünü yaşartacak, çocuksu bir bilisizlikle hayrandır.
Evlenmenin nedeni yalnızlıktan kurtulmaksa, ne elde edilir? Yalnızlığı yalnızlıkla
birleştirmekten bir yuva kurulamaz... Birinin yalnızlığı ötekinde yansır, karanlık gecelerde
bile. Hele yalnızlığı silah gibi kullanmak, daha da kötüdür.
Uzakta olan birini düşünebiliriz, yakınımızdakini elle tutabiliriz, hepsi o kadar, üst yanı insan gücünü aşar. Oysa, mektup yazmak, hortlakların önünde soyunmak, kendini ele vermek demektir...
Yahudi düşmanlığı içinde yüzüyorum: "Uyuz ırk" adını takmışlar Yahudilere şimdi de. Böylesine tiksiniliyorsa, en doğal şey göç etmek oralardan, yalan mı? Kalınmaz ki artık.