Milli Mecmua - Sayı 20 Gönderileri
Milli Mecmua - Sayı 20 kitaplarını, Milli Mecmua - Sayı 20 sözleri ve alıntılarını, Milli Mecmua - Sayı 20 yazarlarını, Milli Mecmua - Sayı 20 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Milletlerin üç ülkü merhalesi vardır. Birinci merhale istiklâldir. İkincisi milli birlik kurmak, yani sınırlar dışındaki ırkdaşlarını kurtarmaktır. Üçüncüsü cihanı istilâdır. Eğer şimdiye kadar hiçbir millet cihanı işgal edemediyse, bu aynı ülküyle başka milletlerin mukavemetiyle karşılaşmasındandır. Bu zaten biyolojik bir hâdisedir. Bütün nebatlar ve hayvanlar da bunu yapmak için çalışırlar. Yalnız mukavemetle karşılaştıkları için bunu yapamazlar. Yalnız ara yerde bazı zayıflar imha olur.
Sayfa 271 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Cemil Meriç ideolojiler için "...idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir" der.
Sayfa 202 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Bize bir gençlik lazım, temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın.
Sayfa 61 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Atsız, milletleri yükselten ve yücelten unsurun milli mefkûreler olduğunu vurgulamıştır. Milli mefkûresi olmayan milletlerin ise; gerilemeye, hiç değilse yerinde saymaya mahkûm olduğunu ve onların medeniyet sahasında yükselmiş olsalar dahi başka milletlerin gölgesi olmaktan kurtulamayacaklarını ifade etmiştir. Millet fertlerine vermiş olduğu mesaj bağlamında, mefkûrenin mefkûre olarak millete hız vermesi için millet fertlerinin beyninde ve gönlünde yaşamasının yeterli olduğunu dile getirmiştir.
Sayfa 60 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hüquqşünas arsızca hüquq pozarsa:
İstanbul 1. Sıkıyönetim Mahkemesince yürütülen Türkçülük dâvâsının bir duruşmasında, sanıklar ilk soruşturmalar sırasında Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan işkencelerden yakınınca, kendisi de o işkencelerin uygulayıcılarından olan ünlü savcı Kazım Alöç,
--"Efendim, biz bunları huzurunuza misafir olarak değil, hükümeti devirmek isteyen vatan hainleri, katiller ve caniler olarak sevk ettik. Kendilerini Pera Palas otelinde oturtacak değildik. Bunları huzurunuza reisicumhur namzedi olarak da çıkarmadık. Onun için elbette her nevi zulmü görmüşlerdir ve göreceklerdir." (Orkun 01.12.1950: 9.) diyerek yapılan işkenceleri açık bir dille itiraf etti.
Sayfa 45 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Türkçülük kavramı çok önemsenmiş ve öne çıkarılmıştı. Ancak anlam yönünden zaman zaman bu kavramlar (Türkçülük, pan Türkizm, Turancılık, pan Turanizm) birbiri içine geçmiş, bulanıklaşmıştı. Aslında Türk milliyetçiliği, Anglo-Sakson yazarlarının pan Amerikanizm. pan Cermenizm, pan Slavizm gibi hareketleri ifade etmek için kullandıkları pan Movement terimine de yakın kabûl edilebilir. Bu sayılan hareketler 'bir coğrafi bölge, bir dil grubu, bir ulus, bir ırk ya da bir din içinde birlik sağlanmasını' hedeflemektedir. Hâliyle Osmanlı İmparatorluğu'nda Türk milliyetçiliğinin gelişimi, çeşitli Türk halkları arasında kültürel, hatta siyasal bir birlik yaratmayı hedefleyen pantürkizmden ayrı tutulamaz. Gerçekten de Türk milliyetçiliğinin ilk formülasyonları pan Türkistlerin eserleri olmuştur.
Sayfa 14 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Milliyetçilik teorisi, etnik ve toprak birliğine dayanan ulus modellerini birbirinden ayırmaktadır. Toprak birliğine dayanan model, ideal olarak, milliyetçilik çağı öncesinde devletin merkezileşme süreci içinde ulusu ortaya çıkarmış olan İngiliz-Fransız modeline tekabül eder. Bu modelde ulusal kimlik, başlangıçta bir 'toprak duygusu'ndan kaynaklanır; ulusal kimliğin hukuki/siyasi yönü, yurttaşlık ilkesiyle sağlanır ve büyük oranda devletin eğitim kurumları tarafından şekillendirilen özgül kültürel topluluğun ortak 'sivil din'i aracılığıyla daha da pekiştirilir. Toprak birliğine dayanan modelde, ortak kimlik, siyasal kültürün türdeş olmasından kaynaklanır. Bu yüzden tarihsel okumalar da bu anlayışa göre şekillendirilir. Bu anlayışta bir bakıma 'ulus'u devlet yaratmıştır.
Sayfa 8 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Orhan Şaik Gökyay'ın hiciv şiiri: İrtidat
"...
Mısır'dakinden beter bir sağır sultan,
Hak sözü duymaz da aslâ top atsan,
Bir "ehhe"yi duyar rus radyosundan,
Vazgeldim soyumdan ben Türk değilim..
Vaktiyle şan verdik yedi düvele,
O şan-u şerefi savurduk yele,
Benzedik vatanda yedi kat ele,
Vazgeldim soyumdan ben Türk değilim..
Sen kesmez kılıçsın, paslı çeliksin,
Hainsin, canisin, Yüzelliliksin
Türk'üm de, mahkeme ananı s..sin..
Vazgeldim soyumdan ben Türk değilim.."
29/30 Eylül Gecesi 1945, Orhan Şaik Gökyay
Serkan Akgöz, "Orhan Şaik Gökyay ve 1944 Irkçılık-Turancılık Davası", Millî Mecmua, Sayı: 20, s.107-108
Milli Mecmua - Sayı 20
Fotoğraftakiler soldan sağa: Fetih Gemuhluoğlu, Hüseyin Nihal Atsız, Orhan Şaik Gökyay, Tekin Erer.
" 3 Mayıs ruhu ebediyen yaşasın!"
Sayfa 3 - Ötüken Yayınları