Milli Mücadele Başlarken

M. Tayyib Gökbilgin

En Beğenilen Milli Mücadele Başlarken Gönderileri

En Beğenilen Milli Mücadele Başlarken kitaplarını, en beğenilen Milli Mücadele Başlarken sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Milli Mücadele Başlarken yazarlarını, en beğenilen Milli Mücadele Başlarken yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Paşalar Amasya’dan Ayrılıyor
23 Haziran’da Ali Fuat Paşa Kolordusunun başına geçmek üzere Amasya’dan ayrılırken Rauf Bey’in Mustafa Kemal Paşa ile Erzurum’a hareketine karar verilmişti.
Sayfa 160Kitabı okudu
İtalyanların Nüfuz Çalışmaları
"Burdur’da 12. Fırka askerlik dairesi başkanı İsmail imzasıyla 5 haziranda harbiye nezaretine gelen şu yazı bize bir fikir verecek mahiyettedir: (…) 2) Wilson prensiplerine rağmen İtalyanların Antalya sahil ve gerilerini himaye daireleri telâkki ettiği anlaşılmaktadır. Antalya'da bir tedavihâne açmışlardır. Meccanen muayene edip İlâç verdikleri duyulmaktadır. İktisadî vaziyeti büsbütün ellerine almışlardır. Elmalı ve Burdur'a doktor ve ilâç göndermek tasavvurları vardır. İslâm eşrafını elde etmeye çalışıyorlar. Zayıf noktaları biliyorlar, kalpleri kazanmak ve hislerle meşgul olmak İstedikleri seziliyor. Fikren değilse de İhtiyaç noktalarından muhit her şeye müsaittir."
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Rauf Ahmet Bey’in Meclis-i Ali’deki Amerikan Mandası Önerisi ve Temelleri
"“Bugünkü durumumuz, harici siyasetimizin dayanacağı tek nokta, kanaatimce, Wilson prensipleridir. Bu prensiplerin en sarih ve kesin olan 12. Maddesi bize aittir. Bunda, Osmanlı devletinin Türklerle meskûn kısımlarına emniyetli bir hakimiyet hakkı bahşedilmesinden bahis olunuyordu. (…) Bugün hükümetin notasında bildirildiği üzere, Anadolu’nun Şark hududundan Edirne’ye ve Arabistan’dan Karadeniz’e kadar uzanan yerler, bütün Anadolu kimseninim itiraz ve inkâr edemeyeceği derecede Türk ekseriyeti ile meskundur. Binaenaleyh bunun bir hayat birliği vardır. Siyasi, ekonomik ve kültürel vahdeti vardır. Şimdi bu birliği bozmaya kalkışmak ister fütuhat şeklinde olsun isterse yardım suretinde bulunsun yani bir riya kisvesi giydirilerek vekalet namı verilsin, her şekilde de hayatımıza kasıt demektir. O halde biz, her şeyden evvel milli birliğimizin bu suretle ihlal edilmemesini son gaye bilmeliyiz. (…) Osmanlı Devleti inhitatımızın başlangıcından beri tam bir istiklale mazhar olamamıştır. Maalesef bu son asırlık tarihimizde kapitülasyonlar istiklalimize pek ağır bir ayak bağı olmuştur. (…) Bize bırakılacak memleketlerimiz için tam bir istiklal bahşedilse acaba askeri bir devlet tesis etmek için lazım gelen maddi ve manevi vasıta ve unsurlara malik miyiz? Değiliz. (…) Cemiyet-i Akvam esas nizamnamesi tarafından vücuda getirilen şekilde bir vekalet aramak taraftarıyım. (…) Bendeniz öyle zannediyorum ki, bugün hükümet Amerika’ya müracaat ederek insanlık alemine ve bize karşı taahhütlerini yerine getirmeye davet etmeli ve bizim de haklarımızı müdafaa ederek her şeyden evvel milli birliğimizin muhafazasına çalışmalıdır. “"
Sayfa 111Kitabı okudu
İzmir’in İşgalinin Dayandırıldığı Sebep
"Umumi efkâr, Yunanistan'ın İzmir üzerindeki iddiasını ve burayı işgalini yalnız “Hak galibindir” düsturuna İstinat etmiş bir hâdise telâkki ediyordu. Bu devletin galiplik hakkı ise, sadece, Venizelos'un, Yunanistan'ın son dakikada galipler tarafına karışmış olmasından İleri geliyordu. Fakat, müessir ne olursa olsun eser meydana idi, İzmir faciası vuku bulmuş ve bu hâdise memleketin her tarafında derin ve elim bir tesir yaratmıştı."
Trabzon Cemiyeti Mustafa Kemal Paşa'ya Destek Veriyor
"Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti ve diğer adıyla Trabzon ve Havalisi Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti Haziran 1919’da faaliyetini artırdı. 20 Haziran'da fevkalâde bir kongre akdetti ve bazı kararlar aldı. Trabzon'da da çalışmalarına devam ediyor ve Erzurum Müdafaa-i Hukuk'u ile sıkı alâka ve taması bulunuyordu ki, bir müddet sonra bu cemiyetin şark vilâyetleri kongresine katılmak üzere delegeler seçtiğini ve Mustafa Kemal Paşa ile birlikte hareket ettiklerini aşağıda göreceğiz."
Osmanlı'nın Mukadderatı Paris'te Konuşuluyor
"Bu aylarda (Ocak-Şubat 1919) Paris’te Osmanlı devletinin mukadderatı üzerinde hararetli müzakereler cereyan ediyordu. Bir taraftan Venizelos birçok talepte bulunuyor, İstanbul, İzmir vesaire hakkında iddialar ileri sürüyor, Emir Faysal, Şükrü Ganimi gibi Arapların ve Suriye’nin temsilcileri de Osmanlı devletini parçalamaya matuf, teklif ve isteklerde bulunuyorlardı."
Reklam
Adana'nın İşgali Üzerine Adanalıların Hitabeti
"“Bütün aleme hitap ile deriz ki, bir milletin hükümran olduğu toprağın hakiki sahibi addedilebilmesi için bunlardan başka bir esasa ihtiyacı var mı? Asırlardan beri hakanlarının arkasında birlikte koşan, uğraşan, birlikte ağlayan ve birlikte gülen, kanlarını bir yere akıtan milli bir kütlenin birbirine olan bağlılık derecesini izaha lüzum var mıdır? Biz Adanalılar, bu kadar sarih ve tarihi olan haklarımıza rağmen memleketimizin kati ve mantıki bir lüzum yok iken ve kendi emniyetlerini tehdit edecek bir hal asla zuhur etmemişken işgal teşebbüsünü derin teessürle karşılar ve mütarekenin ilk günlerinde vazgeçilen vilayetimizin sonradan böyle bir işgal felaketine maruz kalmasını devletlerin taahhütleriyle bir tezat telakki eder ve bundan sarf-ı nazar edileceğini de kuvvetle ümit ederiz… Bugün milliyet prensibi hakimdir, vaki müdafaamız ise hakikate istinat eden vesikalarla müeyyittir, hak ise her şeyden yüksektir”."
Darülfünunlarda Islahatlar
"Damat Ferit Paşa kabinesi iktidara geldiği günden itibaren Darülfünun’da bir ıslahat yapmayı düşünmüştü. (…) Her fakülteyi ıslaha memur bir heyet teşkil olundu. (…) Türk kızlarının ilmi seviyelerini daha yüksek bir seviyeye çıkarmak ve bütçede tasarruf yapmak için “İnas Darülfünununun da Darülfünuna ilhakı bu komisyonda çoğunlukla kabul olunmuştu. (…) Yeni teşkilata göre bundan sonra kız öğrenciler Darülfünun derslerini aynen ve aynı muallimler tarafından takip edecek, yalnız, ayrı dershane ve saatlerde göreceklerdir."
Geri110
108 öğeden 101 ile 108 arasındakiler gösteriliyor.