Sabahları yatağının içinde, vücudunda yeri malûm olmayan bir sızı ile kalkıyordu. Dışarıdaki şehir ona nihayeti yok bir çöl ve evi karanlık bir zindan gibi geliyordu.
"Vücudum, ruhum iyice hırpalandı. Fakat, arkamda bıraktığım alemden gözüm o kadar yıldı ki, dişlerimi sıktım ve kendimi toprağa, suya, hayvanlara, otlara verdim."