Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mimarlıkta Eleştiri

Cengiz Bektaş

Mimarlıkta Eleştiri Gönderileri

Mimarlıkta Eleştiri kitaplarını, Mimarlıkta Eleştiri sözleri ve alıntılarını, Mimarlıkta Eleştiri yazarlarını, Mimarlıkta Eleştiri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
250 syf.
·
Puan vermedi
Cengiz Bektaş için mimarlık nedir?
Cengiz Bektaş mimari yapıtları bir deney onlara görür ve her deneyin bir ödevi vardır. Her deney bittiğinde tecrübe ortaya çıkar. Deneyler üzerinde iyi kötü demeden konuşulmalı ve tartışılmalıdır. En ufak iyiyi alıp kaydetmelidir mimar. Işte mimari mimar yapan eleştiridir. Bir mimar geç yetişir gezip görüp dolaşmalıdır. Bi deneyi kime ve nerede yaptığımız çok önemlidir. Deneye giren ve çıkan, gören ve görmeyen insanın yüz hatlarına bakılmalıdır. Eğer bir deney insanın yüzünde tebessüm yaratıyorsa işte o deney başarılıdır, iyi mimarlıktır. Her yörenin bir yaşanmışlığı ve insanı farklıdır. Avrupa'daki corbusierin 1.83 insan ortalaması türkiyede gülünçtü mesela, yollarımızı biz çizmeliyiz çünkü insanımızı toprağımızı biz daha iyi tanıyoruz, tanımalıyız. Başkalarına bırakmamalıyız. İyi bir mimar önce kendi yöresinin öğrenir sonra kendi yöresinin geçmişini. Bu ulusal bir mimar olmak değildir, kendi yöresinin bilmeyen başka yöreleri tam anlayamaz. Yapılan deneyin yerini kültürünü içseleştirmelidir etüt etmelidir mimar. Mimarlık insan için oylum yaratmaktır, ve eğer bu oylum insanda olumlu hissiyat yaratıp ve iz bırakıyorsa işte o deney mimarın başarılı deneylerinden birisidir.
Mimarlıkta Eleştiri
Mimarlıkta EleştiriCengiz Bektaş · Literatür Yayıncılık · 20156 okunma
Kaya
Koskoca kent burada bomboş duruyor, kimseler hiçbir şey yapmıyor, yapmayı düşünmüyorlar bile... Ey gidi okumuşlar, ey gidi aydınlar... Köylünün elindeki yerleri zorla kapatıp, tatil köyü diye kendinize dinlenme yeri yapacağınıza, gelip canlandırsanıza örneğin Kaya'yı... Daha bir insanca daha bir akıllıca iş olmaz mı bu? Haydi orayı burayı parsellemeyi bırakın da var olanı şenlendirin, onarın. Egeli, Akdenizli mimarlar; yazarlar, çizerler haydi, örnek bir barış kenti birliği kuruverin. Canlansın sokaklar, yaşamaklar bassın ortalığı. Var mısınız?
Reklam
Eğitim yollarından en etkilisi, iyi örnekleri göstermektir. Toplum, iyi örneklerle görüş, tanış, biliş oldukça, onlara erişmeyi dileyecektir. "Toplum bunu anlamaz." "Toplum bizi anlamıyor." diyenleri duydukça, R. Neutra'nın sözlerini anımsıyorum. Birisi ona bu yolda yakınmıştı. O da ona yanıt olarak, kısaca "Anlamıyorsa, demek ki anlatamıyorsun" anlamına birkaç söz etmişti. Gerçekte, mimarın ödevlerinin başlıcalarından biridir anlatmak.
Hiç öğretmeni olmamış bir köyde, okuma-yazma bilen aramak boşuna olmaz mı? Güzellik duyusu da eğitim, kültür işidir. Üstelik bu toplumun eski bir yapı kültürü vardır. Ancak yetkisiz kişiler, kendi küçük çıkarları uğruna bunu unutturma yolundadırlar.
Nasıl yetişiyor bir mimar? Öğrenimler, "Akademik" yollar yeter mi mimar olmaya? Düşünün ki size evinizi yapacak bu kişi, onun yaratacağı oylumlar içinde çalışacaksınız. Uygarlığınız, çağınızın uygarlığı ışıldayacak onun duvarlarında. Bu işi becerebilecek kişi, çağını iyi algılamış olacak. Çevresini -bugün yeryüzünü- kişileri -güçlü güçsüz yönleriyle- onların yeteneklerini -kol bacak uzunluklarından, omuz genişliğinden, gözünün özelliklerine dek- çok, pek çok iyi tanıyacak. Olgun olacak, yaşantılarla yüklü olacak. Yapı araçlarını eli gibi bilecek; bunları ozancasına, sözcükleri kullandığı kolaylık içinde kullanacak. Yeni sözcükler bulur gibi, bilinen sözcüklere bilinmeyen yeni anlamlar kazandırır gibi olacak davranışı yapı araçlarıyla. Taşta, çelikte, yapı aracında düşünecek, onlarla konuşur gibi, onları dile getirir gibi olacak. Ozan olacak OZAN. Kaç yıl sürer böylesine yetişme?
Kolay mı yetişiyor bir mimar? Başkaları için ölümün kapıyı yokladığı yıllarda Sinan, çıraklığına yakıştırılan Sehzadebaşı'nı yapıyordu. Çok küçükten başlamıştı bu işin öğrenimine oysaki.
Reklam
Anadolu kentlerine, Avrupa'dan, anlamadan yanlışça aktarılan o çirkin yapılarını, gene Avrupa'dan çalınan yüzler yapıştırarak yerleştirenler, yetersizliklerini örtmek için "artık bizim yaşamamız değişti, Avrupalılaşıyoruz, oturduğumuz yerler de onlarınki gibi olmalı" demeğe kalkıştılar. Oysaki, örneğin Frankfurt'lu bir Alman'la, Sivaslı bir Türk'ü karşılaştırarak onların, gelenek, alışkanlık, gereksinimlerini düşünsek, başka sonuçlara varırız. Biri için yemek, çabucak geçiştiriliveren bir olay, öteki için bir yaşantıdır. Biri şu olaydan sonra yıkanır, öteki saçını kestirdiği yerde başını yıkatır. Biri yorganı üzerine kendisi bile oturmaktan hoşlanmaz, öteki için yatağı, bütün gün üzerine oturulan bir kerevet olabilir. Biri evinde ayakkabısını çıkarmaz, ötekinin kapı ardında, konukları için bile terlikleri bekler.
" Bir konutun düşünülüp çizilmesi, mimarlık işinin en zorlu ödevlerinden biridir. İşini bilen, seven mimar için -başkalarınca kendi dalıyla ilgili görünmeyen yönlere dek uzanan- uzun inceleme, çalışma süresi gerektiren konudur bu. "
" Bu ülkenin ödemeleri, yanlışlıkla, yeteneksizliklerle sokağa atılmamalıdır. Öğretim kurumlarımız eksikliklerini tümlemek yolunda gecikmemelidirler. Yalnızca bir dizi "ad" yetiştirmek değil, okur yazar mimar yetiştirmek olmalıdır ödevleri bu okulların. Ancak okur yazar mimarlar kendilerinin, başkalarının deneylerini değerlendirerek daha çabuk ilerleyebileceklerdir. "
Sinan, anlamsız büyüklüğün değil, oranlar düzeninin mimarıdır. Onun, yirminci yüzyılda bile ulaşılması dilenen amaç olması bundandır.
Sayfa 54
Reklam
Eğitim yollarından en etkilisi, iyi örnekleri göstermektir. Toplum, iyi örneklerle, görüş, tanış, biliş oldukça, onlara erişmeyi dileyecektir. "Toplum bunu anlamaz" "Toplum bizi anlamıyor" diyenleri duydukça, R. Neutra' nın sözlerini anımsıyorum. Birisi ona bu yolda yakınmıştı. O da yanıt olarak, kısaca "Anlamıyorsa, demek ki anlatamıyorsun" anlamına gelen birkaç söz etmişti.
Sayfa 41
Evinizin önünde, pencerenizin altında, koca bir çöp yığını düşünün. Her gün erken, evinizden çıkarken, ilk gördüğünüz bu yığın, bunun böyle olduğunu bilseniz de bilmeseniz de, bütün gününüzü etkileyecektir.
Sayfa 39
Çağımızın sorumluluklarını, topluma karşı ödevlerini bilinçli olarak yükümlenmiş olan mimar, kendi deneylerini yayınlayacak, başkalarının deneylerini izleyecek, böylece ginelemelere düşmeden ilerleyebilecek, daha çabuk ilerleyebilecektir.
Sayfa 19