Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Minhâcü'l-Kâsıdîn ve Müfîdü's-Sâdıkîn (2 Cilt Takım)

İbnü`l-Cevzi

Minhâcü'l-Kâsıdîn ve Müfîdü's-Sâdıkîn (2 Cilt Takım) Gönderileri

Minhâcü'l-Kâsıdîn ve Müfîdü's-Sâdıkîn (2 Cilt Takım) kitaplarını, Minhâcü'l-Kâsıdîn ve Müfîdü's-Sâdıkîn (2 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, Minhâcü'l-Kâsıdîn ve Müfîdü's-Sâdıkîn (2 Cilt Takım) yazarlarını, Minhâcü'l-Kâsıdîn ve Müfîdü's-Sâdıkîn (2 Cilt Takım) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zahirî sureti güzel olduğu için duvara nakşedilmiş olan bir sureti seven kişi ile bâtınî suretinin güzelliğinden dolayı bir peygamberi seven kişi arasında çok fark vardır.
Korkanların affına sığındığı, ariflerin cezalandırmasından çekindiği, emniyette olanların ceza vaadinden tedirgin olduğu, nasıl hareket edeceklerini görmek için kullarını iştah duydukları şeyleri terk etmekle imtihan eden, kızdıklarında onlara öfkelerini yutmalarını, kinlendiklerinde kini silmelerini, haset ettiklerine hasedi bırakmalarını emredip onları yüksek derecelere teşvik eden -ki her yüksek derecenin altı alçaktır-, kendilerine haksızlık ve zulüm yapıldığında affedenleri överek "Kızdıkları zaman kusurları bağışlarlar." (Şüra, 42/37) buyuran Allah'a hamd olsun. Olmuş ve olacak her şeyden dolayı O'na hamd eder ve gönlü rahatlatacak şekilde O'nun tek olduğunu kabul ederim. Emin olanların en şereflisi ve emanet verilenlerin en hayırlısı olan elçisi Muhammed'e, onun aline, ashabına ve temel esasa göre onlara tabi olanlara çokça salāt ve selâm ederim.
Sayfa 763Kitabı okudu
Reklam
Eğer yapılan gıybet kişinin kulağına gitmemişse ondan helallik istemek yerine, bilmediği bir şeyi ona haber verip de kalbini kinle doldurmaması için Allah'tan bağışlanmasını diler. Enes b. Malik radıyallahu anhın naklettiğine göre Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Gıybetini yaptığın kişinin kefareti onun için istiğfar etmendir."
Sayfa 754Kitabı okudu
Gıybetin, insanda bulunan bir şeyi dile getirmek anlamına geldiğinin delili, Ebû Hureyre radıyallâhu anhın naklettiği şu hadistir: "Denildi ki ey Allah'ın elçisi, gıybet nedir? Şöyle buyurdu: Hoşlanmayacağı bir şeyle din kardeşinden söz etmendir. Denildi ki, sözünü ettiğim şey kardeşimde varsa ey Allah'ın elçisi? Şöyle buyurdu: Sözünü ettiğin şey kardeşinde varsa onun gıybetini yapmış olursun. Eğer yoksa ona iftira etmiş olursun. "
Sayfa 744Kitabı okudu
Gıybet, duyduğunda hoşlanmayacağı sözlerle gıyabında din kardeşini anmandır. Bedenindeki, soyundaki, ahlâkındaki, fiilindeki, dinindeki, dünya işlerindeki veya elbisesindeki bir eksikten söz ederek bunu yapmış olman bir şeyi değiştirmez. Bunların hepsi gıybettir.
Sayfa 743Kitabı okudu
Hz. Hüseyin radıyallâhu anhın oğlu Ali'nin babasından naklettiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi Müslümanlığının güzel olmasındandır."
Sayfa 721Kitabı okudu
Reklam
Kuşku yok ki dil, yüce Allah'ın en büyük nimetlerinden ve hayret uyandıran latif eserlerinden biridir. Çünkü dilin cirmi küçük ama itaati ve cürmü büyüktür. Zira itaat ve isyanın son noktası olan iman ve küfür ancak dilin şahitliği sayesinde ortaya çıkar. Dil vara yoğa, zanna veya vehme dayalı olan her şeye kabul veya ret şeklinde cevap vere- bilir. Bu diğer uzuvlarda bulunmayan bir özelliktir. Çünkü göz renkler ve görüntülerden başkasını görmez, kulak seslerden başkasını işitmez, el cisimlerden başkasını tutamaz. Dilin sahip olduğu alanın bir sınırı yoktur. İnsanı en çok sıkıntıya düşüren şey dilidir. Kim dilinin dizginini serbest bırakırsa dili onu helâke (cehenneme) götürür. "İnsanları yüzüstü cehenneme atan ancak dillerinin ürünleridir."
İnsanı yaratıp onu süsleyen, ona imanı verip kemâle erdiren, Kur'an'ı indirip temas kuran, güzel konuşmayı öğretip üstün kılan, söylemek istediği şeyler konusunda onu serbest bırakan Allah'a hamd olsun. Böylece insan, O'nun bahşettiği nimetlere diliyle şükretti. Üzeri örtülmüş olan gönlünün örtüsünü kaldırıp içerisindeki bütün bilgileri ortaya çıkardı. Dil, insanın işlerini düzelttiği gibi onu öldürebilir de. Kul tekbir getirip "la ilahe illallah" dediği sürece O'na hamd ederim. O'nun tek ve ortağı olmadığına şahitlik ederim. Göndermiş olduğu elçisi, saygın kılıp şeref verdiği peygamberi Muhammed'e, ona arkadaşlık edenlere, tabi olanlara ve onu kabul edenlere çokça salât ve selam olsun.
Sayfa 715Kitabı okudu
Harekete geçmiş olan cinsel arzu, diğer arzular içerisinde akla en çok üstün gelen ve onu en çok zorlayanıdır. Halktan utandığı, onlardan korktuğu veya makamını korumak için haram yollardan cinsel arzusunu gidermekten çekinen kişi bunu yapmasından dolayı sevap kazanmaz. Çünkü o böyle yapmakla nefsin bir hazzını diğer bir hazzına tercih etmiş olmaktadır. Ancak bu sayılanlar onun namuslu kalmasını sağlamış olur ve böylece günahtan kurtulur. Fazilet ve sevap, Allah'tan korkarak gücü yettiği hal- de haramı terk etmededir. Allah Teâlâ bu hususta şöyle buyurmaktadır: "Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimseye iki cennet vardır. (Rahman, 55/46) Mücahid bu âyeti şöyle yorumlamıştır: "Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kişi, Rabbini hatırlayıp günahı işlemeyendir. "
Sayfa 711Kitabı okudu
Çünkü Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Gözlerin zinası bakmaktır." Bu afetin başlangıcı bakmaktır.
Sayfa 708Kitabı okudu
857 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.