Bizler insanız, düşünce, duygu ve hareketten oluşan birer torbayız, dürüst yalancılar ve namuslu üçkağıtçılarız, günahkâr ve azizleriz, yürüyen çelişkileriz, hem karanlık hem aydınlığız.
Sevmediğimiz işlere devam ederiz çünkü maaş çekinin bize güvence sağladığına inanırız. Boktan ilişkileri sürdürürüz çünkü yalnız kalmamanın güvencede olduğunu düşünürüz.
"Bizler insanız; düşünce, duygu ve hareketten oluşan birer torbayız, dürüst yalancılar ve namuslu üçkağıtçılarız, günahkar ve azizleriz, yürüyen çelişkileriz, hem karanlık hem de aydınlığız..."
"... başarısız olabilirim ama hepimizin zaman zaman başarısız olmaya ihtiyacı var, neyin işe yaradığını görmek için neyin işe yaramadığını görmemiz lazım."
Bu kutuları saklayarak benden bir parçayı -benim anılarımı- sakladığını düşünmüştü. Bu düşünce beni öfkelendiriyor. Bizim anılarımız sahip olduğumuz şeylerde değil, bizdedir.
"Gemileri yakmak" hikayesini daha önce duymuşsunuzdur, hani şu savaşçıların düşman bir adaya çıktıkları ve çıkar çıkmaz da kendi gemilerini yaktıkları hikaye.
Geri dönüş yoktur.
Savaşmalı ve kazanmalıdırlar ya da denerken Ölmeli..!