Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mizahın İzahı

Mehmet Nuri Yardım

Mizahın İzahı Sözleri ve Alıntıları

Mizahın İzahı sözleri ve alıntılarını, Mizahın İzahı kitap alıntılarını, Mizahın İzahı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir gün Çaylak Tevfik’e sorarlar: “Hastalığınız vardı, geçti mi?” Gülerek cevap vermiş: Hem de kaç kişiye...”
Sayfa 53 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Ortaoyuncu Kavuklu Hamdi, zengin olmuş eski bir çocukluk arkadaşıyla karşılaşır. Zengin adam Kavuklu Hamdi’ye sorar: — Sen hala çulsuz musun? Kavuklu hamdi şu cevabı verir : —Çulu eşekler örtünür. Kürk giymiş olan arkadaşı yine sorar: — E, sende o bile yok. Fazla ileri giden arkadaşının abartılı giyimini süzen Kavuklu Hamdi şöyle cevap verir: — Bize bir şey bırakmadın ki, hepsi sırtında.
Sayfa 151 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Reklam
Tulûat sanatkârı İsmail Hakkı Dümbüllü bir oyunda rol gereği bağırıyordu: —Bana atımı getirin, bana atımı getirin! Arka sıralardan bir münasebetsiz bağırdı: — At yerine eşek olmaz mı? İsmail Dümbüllü bu sözün altında kalır mı, hemen karşılık verdi: — Olur, olur, çabuk gel!
Sayfa 142 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Âşık Beysel Şatıroğlu, 1972’de rahatsızlanmıştı. Ankara’ya Yüksek İhtisas Hastanesi’ne götürürler. Doktorlar muayene etmeye başlar. Sıra Veysel’in kalbine gelince âşık buna izin vermez ve şakayla karışık “Müsade etmem, kalbimin içini açar bakarsınız sırlarımı da görürsünüz.” der. Bir şiirinde “Murat yalan ölüm gerçek “ diyen büyük ozanın son sözleri adeta çevresindeki yakınlarını teselliler gibidir. “Cenabı Allah salih amel işleyenlerden eylesin. Nutkuma sabır, buna da şükür…“ der ve gözlerini kapatır. Ozanın bir belgeselde okuduğu son şiiri ise şudur: “Gelmez yola gidiyorum.“
Sayfa 295 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Küllük, 1940’lı yılların efsane kahvesi.Beyazıt cami yanı bitişiğinde.Şair, yazar ve sanatçıların uğrak yeri. Sanmayın avare bülbüller gibi güllükteyiz Biz yanık kor gibi akşam sabah küllükteyiz (Sıtkı Akozan)
Sayfa 265 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Kemal Tahir’i zaman zaman ziyaret ediyordum.Bir gün sohbetimiz esnasında konu roman ve romancıdan açılınca şöyle dedi: “Biz romancılara “deli” diyorlar. Tabii deliyiz. Olmayan insanları yazıyor, onlar için acılar çekiyoruz.” (Selim İleri)
Sayfa 155 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Reklam
Sadrazam Keçecizade Fuat Paşa, Paris’te iken elçiler arasında hangi devletin daha kuvvetli olduğu tartışılıyormuş. Herkes fikrini söyler, sıra Paşa’ya gelince elçilere şöyledir: “En kuvvetli imparatorluk, Osmanlı imparatorluğu’dur. “ Herkes bu hüküm karşısında şaşırırken Paşa sözüne şöyle devam eder: “Doğru, Osmanlı imparatorluğu o kadar sağlam ve kuvvetli ki, siz dışardan, biz içerden çalıştığımız halde bir türlü yıkamıyoruz.“
Sayfa 152 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Dinlemek
Rıfkı Melül Meriç bir delikanlı ile İbnülemin konağına gider. Üstad sorar: — Bir şey çalar mısın? — Hayır efendim! — Bir şey okur musun? — Maalesef! — Öyleyse buraya ne için geldin deyince Rıfkı Melül Meriç şu izahta bulunur: — Efendim bu delikanlı dinlemesini bilir. — İşte bu mühim bir hadise, der İbnülemin. Herkesin konuştuğu bir dönemde dinlemesini bilmek mühimdir.
Kafiyeye düşkün olan Osman Bölükbaşı, “Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, politikacıyı kör inat batırır.” derdi.
Sayfa 233 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Sele Karışan Süt İmam- ı Gazali Hazretleri’nin eserlerinde geçiyor. Adamın biri, hile yapıp sattığı süte su karıştırıyor. Bir gün yine ineği otlatırken yağmur bol miktarda yağar, etrafı sel basar. Bu hengame içinde sütçünün ineği de bu boğulup gider. Adam ağlayıp sızlayınca zeki kızı, babasını şu ibret yüklü sözlerle teselli eder: “Üzülme babacığım! Sütüne karıştırdığımız sular birikti, zavallı ineği alıp götürdü!”
Sayfa 92 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Reklam
Sanatçı Fikret Kızılok, Âşık Veysel’in şiirlerini ve türkülerini Batı müziği sazlarıyla ve yeni düzenlemelerle söylüyordu. Bir gün Veysel’e şöyle der: — Veysel baba, şu sazımı akort edi ver. Ben sizden ilham almak istiyorum. Bunun üzerine Veysel şu cevabı verir: — Ben sözümü halka göre akort ediyor ve ilham-ımı halktan alıyorum. Sizde böyle hareket ederseniz, sazınız akortlu demektir!
Sayfa 293 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
“Temel vaaz veriyormuş.Kürsüye çıkmadan önce cemaatin cebindeki bütün paraları toplayıp ceplerini dolduruyormuş. Konuşma bitince de paraları sahiplerine dağıtırmış. Bunun sebebini sorduklarında şu cevabı vermiş: “İnsanın cebinde para olunca daha rahat ve güzel konuşuyor!”
Sayfa 212 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Kanuni Sultan Süleyman, vefatından evvel yakınlarına şu vasiyet etmiştir: “Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki, padişah olan Kanuni bile bu dünyadan eli boş gitmiştir.”
Sayfa 150 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Ben milliyetini açıktan açığa söyleyenlerden değil, damarlarındaki kanın cinsini zaman ve muhite göre değiştirenlerden çekinirim.(Hakkı Süha Gezgin)
Sayfa 97 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
Şu demliğin altındaki çaydanlık, evdeki kaynana gibidir.Çünkü devamlı kaynar durur!...Çaydanlığın üstündeki demlik ise, gelindir.Altındaki kaynadıkça o olgunlaşıp demlenir...Gelinin kocası ise bardağa benzer; birazı demlikten, birazı çaydanlıktan...Yani birazını kaynana doldurur, birazını gelin!Çocuklar ise çayın şekeridir; tadı verir... Ya görümce? O ise ,çay kaşığıdır.Ara sıra girer eve; karıştırıp gider.Zaten kaşık bardakta kalsa insanın gözünü çıkarır!..Kaynata mı? O garibimse çay tabağıdır; dökülenleri bir araya toplamaya çalışır!
Sayfa 5 - Çağrı Yayınları - 2. Baskı Mart 2013
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.