Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Modern Dünyanın Sorunları Karşısında Antropoloji

Claude Levi-Strauss

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"ortak özellikleri keşfetmek için, önce farklılıkları incelemek gerekir''. Rousseau
Antropolog, “Böyle gelmiş,” dediğimiz için “doğal” addettiğimiz şeylerin, kendi kültürlerimize özgü kısıtlamalar ve zihinsel alışkanlıklardan ibaret olduğunu gözler önüne serer. Dolayısıyla at gözlüklerimizden kurtulmamıza ve bize hayal edilemez, hatta aşağılık gelen teamülleri başka toplumların nasıl da basit ve olağan şeyler olarak kabul edebildiğini anlamamıza yardım eder.
Reklam
Batı tipi uygarlıklar, kendi köklerinde doğup filizlenecek bir şeyler bulamadığında, nispeten yakın bir zamana kadar etkisi altına alamadığı ve uzun zaman hor gördüğü mütevazı toplumlardan, genel olarak insanlık, özel olarak da kendi hakkında bir şeyler öğrenemez mi?
XIX. yüzyılda temas kurduğumuzda karşımıza çıktıkları hal için “geri kalmış” ya da “azgelişmiş” dediğimiz toplumlar düşünüldüğünde, bariz bir olguyu gözardı ediyoruz: Bu toplumlar, bizim dolaylı ya da doğrudan yollardan sebep olduğumuz sarsıntı ve çalkantılardan sağ çıkabilmiş, kolu kanadı kırık kalıntılardan başka bir şey değildir. Zira Batı dünyasının gelişmesine imkân veren şey, XVI-XIX. yüzyıllar arasında egzotik diyarların ve buralarda yaşayan halkların sömürülmesi olmuştur. Azgelişmiş denen toplumlar ile sanayi uygarlığı arasındaki yabancılık ilişkisi öncelikle şu noktaya dayanır: Sanayi uygarlığı, söz konusu toplumlarda kendi eserini görür... – ama bir türlü kabul edemediği olumsuz bir kılıkta. Bu toplumların görünürdeki yalınlığı, pasifliği kendi bünyelerinden kaynaklanan bir şey değil, bizim gelişmişliğimizin ilk sonuçlarıdır. Gelişmişliğimiz evvelce talan edilmiş toplumlara geri dönüyorsa, bu toplumların kalıntıları üzerinde doğup serpilmek için, kendini onlara dışarıdan dayatmak içindir.
Bugün biliyoruz ki “ilkel” diye nitelenen, tarımı ve hayvancılığı bilmeyen ya da yalnızca ilkel bir tarımla uğraşan, kimi zaman çömlekçilik ve dokumadan da bihaber olan, esasen avcılık ve balıkçılıkla uğraşan, doğadaki şeyleri toplayarak geçinen halklar, ne açlıktan ölme korkusuna ne de düşman bir ortamda yaşamlarını sürdüremeyecekleri endişesine kapılır. Nüfuslarının az olması, doğal kaynaklar konusundaki olağanüstü bilgileri, bizim “bolluk” demeye dilimizin pek varmayacağı bir ortamda yaşamalarını mümkün kılar. Bununla beraber –Avustralya, Güney Amerika, Melanezya ve Afrika’da yürütülen titiz çalışmaların gösterdiği üzere– aktif aile üyelerinin iki ila dört saatlik günlük çalışması, besin üretimine katılmayan çocuklar ve yaşlılar da dahil bütün ailenin geçimini sağlamaya yetiyor da artıyor bile. Çağdaşlarımızın fabrikalarda ya da bürolarda geçirdiği sürelerle arada ne büyük bir fark var, değil mi!
"Düşünüyorum, öyleyse varım" önermesinin Japoncaya çevrilmesi kesinlikle mümkün değil!
Sayfa 29 - çünkü Japonca'da kip mevzusu farklı bir de bizim anladığımız açıdan şey yok: ben.
Reklam
biraz uzun ama altın değerinde
Nüfus, kısmen tıptaki ilerlemeler sayesinde, öyle bir nokta ya ulaştı ki dünyanın pek çok bölgesinde, kıtlığın pençesine düşmüş toplulukların en temel ihtiyaçlarını bile karşılamaktan âciziz artık. Kaldı ki insanlann geçiminin temin edilebildiği yerlerde de, her geçen gün daha çok insana iş olanağı sağlayabilmek için devamlı daha çok üretim yapmak gerektiğinden, bir dengesizlik kendini belli ediyor. Haliyle, giderek hiç bitmeyecek bir üretimi artırma yarışına sürüklendiğimizi hissediyoruz. Üretim tüketimi, o da daha çok üretimi zorunlu kılıyor. Sanayinin dolaylı ya da dolaysız ihtiyaçları yüzünden, gitgide daha büyük insan toplulukları arzulanıyor adeta. Bu topluluklar devasa kentsel yerleşim yerlerinde toplanıyor, bu yerler de yapay ve insanlık dışı bir varoluş dayatıyor insanlara. Demokratik kurumların işleyişi ve sosyal güvenlik ihtiyaçları, her yeri istila eden, toplumsal yapıya sülük gibi yapışıp onu felç eden bir bürokrasiye yol açıyor. Bu modele göre inşa edilen modern toplumların çok geçmeden yönetilemez hale gelip gelmeyeceğini sorgulamaya başladık artık.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.