Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyatın Dünü ve Yarını

Modernizm ve Postmodernizm

Semih Gümüş

En Yeni Modernizm ve Postmodernizm Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Modernizm ve Postmodernizm sözleri ve alıntılarını, en yeni Modernizm ve Postmodernizm kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeni Türk Şiiri Kimle Başlar?
Memet Fuat, “Yeni Türk şiiri hangi şairle başlamıştır?” sorusuna verilen yanıtlar arasında, Yahya Kemal, Ahmet Haşim ve Orhan Veli’nin adları da verilmekle birlikte, Nâzım Hikmet’in o başlangıcı yaratan asıl şair olduğunu belirtir. Serbest nazmın Türk şiirinde daha 1920’lerdeki yaratıcısı olmakla kalmayıp edebiyatımızda bilinmeyen bir serbest nazım biçimi yaratmanın öncüsüdür Nâzım Hikmet.
Değil mi ki dönemin alımlama yetilerinin ötesinde, köktenci bir yenilik getirmiştir yazar, onun, dönemi içinde hak ettiği gibi anlaşılma şansı da az olacaktır. Neredeyse bütün yenilikçi yazarların yazgısıdır bu; Tanpınar ya da Oğuz Atay da yaşayıp yazdıkları yıllarda değil de, niteliksel olarak farklı, sonraki dönemlerde daha doğru anlaşılmadı mı?
Reklam
Terry Eagleton, “Değer biçme toplumsal kimliğin bir parçasıdır ve değer biçme olmadığı takdirde toplumsal hayat da durur,” diyor. “Gerçekten ayrım gözetmeyen bir özne hiç de bir insan özne olmazdı; değer biçmenin ‘seçkinci’ olduğunu düşünen bazı postmodern öznelerin yalnızca kâğıt üstünde var olabilmelerinin nedeni de budur belki.”
Sayfa 108 - pdfKitabı okudu
Hayat elbette acımasız. Ortaçağ’da mı, Büyük Bunalım sırasında mı, Nazizmin çizmeleri altında mı, Stalin’in kıyım makinesinin önünde mi daha acımasızdı? Belki hiçbirinde yaşamaya değişilmez bugünün dünyasında yaşamak. Ama şu paradoksla birlikte: Bugünün insanları da tarihin acımasızca kıydığı insanoğlunun torunları olarak, bireyliğini kazandığı mevzilerde hiçbir şey yitirmeden korunmaya çalışırken sürgün edilmekten acı duyuyor. İnsan daha geliştikçe, çok daha azını katlanmaz bulacaktır ki, insan da ancak böyle insanlaşır. Küreselleşmenin bütün yüzleri bunun için kötü değil. Bir yüzünde küresel kapitalizmin kendi dışındaki dünyayı köleleştirme içgüdüsünü silahla doğrultan içyüzü var. Bir başkasında postmodernizmin bir kültür olarak olumlu yanlarını kulanmak yerine, hayatı yalnızca kendi isteklerine göre düzenleyen ideolojisi; öbüründe çokkültürlülüğü Slavoj Zizek’in yerinde saptadığı çokkültürcü mesafeli ırkçılık’tan apayrı bir zenginlik olarak yaşanması için verilen küresel hareketler; savaşa ve şiddete karşı barış yanlıları; dünyayı kendi boynuzları üstünde sallamak isteyen zengin ülkelerin ekonomik saldırılarına karşı iktidar amacını iplemeden büyüyen küreselleşme karşıtı antikapitalist hareketler.
Sayfa 105 - pdfKitabı okudu
İnsan kolay alışır ve alıştıkça kendini yaralamaya başlar. Artık rüyalardan yoksun bir hayata geçmiştir de, kendini kandırır. Bu bireyin bir yazar olduğunu düşünmek iç üzücüdür: rüya görmeyen yazar – demek ki artık yaratıcılığı sönmüş, yazmakta ısrar edecekse, yalnızca bir yazıcıya dönüşecektir. Yazdıklarının postmodern hayatın dizgeleri içinde bir işlevi vardır elbette. Postmodernizm, edebiyatta da organik bir dünya kurmayı amaçlar, ama Batı’da bile zordur bu amacına ulaşması; çünkü organik görünen düzeni içinden çürüten uyumsuzlar, bir türlü uzlaşmaya yanaşmayan kesimler, aykırı düşünceler, düzeni hasta eden virüsler bütün bütüne ayıklanamaz. Sonunda organik hayat çözülmeye, kâğıttan kaplan buruşup bozulmaya başlar.
Sayfa 104 - pdfKitabı okudu
Perry Anderson parlak bir çözümlemeyle, “Modernizme amacını ve itici gücünü veren şey, hâlâ modernleşmemiş olanın, sanayi öncesi dönemin bıraktığı mirasın varlığını sürdürmesiyken,” diyor, “postmodernizm o mesafenin kapandığının, dünyada sermayenin doldurmadığı tek boşluk kalmadığının göstergesidir.”
Sayfa 100 - pdfKitabı okudu
Reklam
Postmodernizmin Yanılsamaları’nda, “Değer biçme toplumsal kimliğin bir parçasıdır ve değer biçme olmadığı takdirde toplumsal hayat da durur,” diyor Terry Eagleton; “... değer biçmenin ‘seçkinci’ olduğunu düşünen bazı postmodern öznelerin yalnızca kâğıt üstünde var olabilmelerinin nedeni de budur belki.”
Sayfa 98 - pdfKitabı okudu
Niçin artık kavgacı dergiler yayımlanmıyor?
Sayfa 97 - pdfKitabı okudu
Ahmet Altan, “18. yüzyıl romanının yeniden keşfedileceğine, klasik romana geri dönüleceğine inanıyorum. Nedir klasik roman? İnsanı romanın merkezine koyan anlayıştır. Epeydir insan kayboldu. Edebiyatın omurgası insandır. Bu omurga yerinde duruyorsa absürdü, sürrealizmi, dadaizmi ekleyebilirsiniz. Omurga ortadan kalkarsa edebiyat ciddi bir şekilde sakatlanır,” derken modernizmden uzaklığını anlatıyor, ama klasik roman savunusunda önemli saptamalar yaparken yazarlık tutumu bakımından bir postmodern olduğunun belirtilmesini istemiyor.
Sayfa 95 - pdfKitabı okudu
Eğer işlevsel dil yazınsal dilin yerine geçiriliyor, popüler edebiyat gerçek edebiyat olarak sunuluyorsa, bunun arkasında bir endüstri bulunduğu gerçeğinden kopamayız. Televizyon ya da sinemanın yarattığı genişlikte bir endüstri değildir bu elbette, ama aynı gerçekliği kendi sınırları içinde yaratmayı da öğrenmiştir.
Sayfa 85 - pdfKitabı okudu
324 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.