Yedi yüz sene var ki bir adam, neredeyse bütün yeryüzünü zaptetti. Dünyanın yarısına hakim oldu ve insanlığa, kendisinden sonra birçok nesiller boyunca devam edecek olan bir korku saldı. Hayatı boyunca birçok lakaplar aldı. Ona, “Büyük Katil” dediler, “Tanrının Bir Cezası” dediler,
“Mükemmel Savaşçı” dediler, “Taçların ve Tahtların Hakimi” dediler. Fakat onu en çok “Cengiz Han” adıyla tanırız. Kavimlere hükümdar olmuş birçoklarının aksine, bu adam, bütün lakaplarına layık olduğunu gösterdi.
Cengiz Han, yer yüzünden oğulları ve millet için ne arzu ettiyse aldı. Fakat savaşla aldı, çünkü başka bir yol bilmiyordu. İstemediği şeyi, ne işe yarayacağını bilmediğini, imha ederdi.
Öyle anlaşılıyor ki,merhamet,bu genç göçebeler arasında pek değer verilmeyen bir şeydi; aksine intikam ise,bir yükümlülük olarak yerine getirilmeliydi.