Tiyatrocular, sahne yapıtlarının yararlı olduğuna, bu nedenle en uygar ve sofu toplumlarda bile oynanmalarına izin verilmesine çevreyi ikna etmek için her çağda şu temel savı ileri sürmüşlerdir: Bu yapıtlar erdemli amaçlar gütmektedirler ve bu amaçlar sahnede en canlı biçimde temsil edildikleri için ahlaklı ve yüce gönüllü ilkeleri seyircilere benimsetmekten geri kalmadıkları gibi, bozuk ve kokuşmuş yaşam tarzlarını açığa çıkarıp gözden düşürmekte de başarılıdırlar. Eğer bu denilenler gerçekten böyleyse ve tiyatrocular sahne çalışmalarında her zaman bu kurala uygun davranıyorlarsa kendileri hakkında çok olumlu şeyler söylenilebilir.
Eğer kadınlar, kendi değerini şişirip uçuran burnu büyük birkaç numaracı züppeyi elden kaçırmayı göze alabilseler, hor görenleri azalıp isteyenleri çoğalacaktır.
Yaşamın zor dönemleri, şeytan'ın insanı baştan çıkarmak için en en yaman tuzakları kurduğu ama insanda bunlara karşı koyma gücünün kalmadığı zamanlardır.