Mostar Dergisi - Sayı 156 Gönderileri
Mostar Dergisi - Sayı 156 kitaplarını, Mostar Dergisi - Sayı 156 sözleri ve alıntılarını, Mostar Dergisi - Sayı 156 yazarlarını, Mostar Dergisi - Sayı 156 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sultan Abdülhamid ve ailesi Sürgün günlerinde bazı şeylere ruhen aç ve hasret bırakılmıştı. Bu kasıtlı izolasyon dönemi boyunca birçok sıkıntı çektiği bilinen Sultan'ın daha çok tevekkül ve tefekkür hali içinde olduğu bilinir.
Sultan Abdülhamid'in hükümdarlık yılları milliyetçilik hareketlerinin yükseldiği, Avrupa'da sömürgeciliğin hat safhaya ulaştığı, Osmanlı Devleti'nin ise borç batağına saplanıp kaldığı bir döneme rastlanmıştı.
"Özgürlük, Hak, Hukuk" nutukları kitleleri manipüle etmek için kullanılan birer araç olmaktan öteye gidemedi. Esasen yegane amaç ne pahasına olursa olsun Abdülhamid Han'ı bu muhalefet marifetiyle devirmekti.
Sultan ise eğitime çok önem verdiğinden misyoner ve kilise okullarına tepki göstermedi. Faaliyetlerini kısmadı. Buradan yetişen vatandaşlarının bir kısmı kendisine muhalefet edecek olan Jön Türkler grubunu kurdular.
Devlet adamlarını ekseriyeti Fransa hayranıydı. Yapmak istediklerine ilk muhalefet edecek olanların Fransız muhibbiler olacağını hesap etmiş olmalıdır. O itibarla Sultan, Fransa ile ilişkilere özel önem verdi. Halifelik sıfatına haiz olan Osmanlı Sultanı'ndan en çok çekinecek olan devletin Fransa olacağını biliyordu. Mamafih daha tahta çıkışının hemen akabinde Kanun-i Esasi'nin kabul edilmesiyle birlikte halifelik sıfatının ve mahiyetinin Anayasa'da yer almasını sağladı.
II. Abdülhamid gelecekte neler olabileceğini anladığı için Filistin'e Yahudi göçünü engellemek için çok gayret sarf etti. Nitekim Sultan II. Abdülhamid, Selanik'te sürgündeyken, Doktoru Atıf Hüseyin Bey'e 1911'de bu mesele ile ilgili olarak "Para kuvveti her şeyi yapar. Yahudiler de bugün hükümet teşkil edecek değil ya. Bu bir başlangıçtır. Gaye-i emeldir. Şimdiden işe başlayıp birçok sene hatta bin sene sonra maksatlarına muvaffak olabilirler ve zannederim ki olacaklardır da." demişti.
Necip Fazıl Kısakürek diyor ki:
“Abdülhamid Han aleyhinde yalan tarih, uydurulmuş sahte ilim imal edilmiş ve Galata Kulesi’nin bostan kuyusu diye gösterilmesi tarzında tam zıddıyla teşhir edilmiş ve bütün bunlar onun Müslüman-Türk şahsiyeti ve şahsiyetçiliği yüzünden, bu iki oluşa düşman hiziplerce yapılmış dasitani bir kurbandır.”
Sayfa 80Kitabı okudu
Sultan 2. Abdülhamid Han, denizcilikteki gelişmelere de kayıtsız kalmayıp Osmanlı Bahriyesi’ne ilk denizaltıları getirmiştir. Üstelik bu denizaltılar dünyadaki ikinci ve üçüncü denizaltılardı.
Sayfa 74Kitabı okudu
İlk defa elektrik altyapısını kurduran, ilk otomobili getirerek beş bin kilometre karayolu yaptıran ve Hicaz Demiryolları’nı inşa ettiren Sultan 2. Abdülhamid Han’ın teknolojik gelişmeleri ne kadar yakından takip ettiğini ve bu gelişmelere kayıtsız kalmadığını çok iyi biliyoruz.
Sayfa 74Kitabı okudu