Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Modern Bir Müslüman Alimin İlmi Portresi

Muhammed Hamidullah

Abdulkadir Macit

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
- İlerlemeci Tarih Anlayışı ve Avrupa -
Modern Avrupa, kendisinin biricik, eşsiz ve benzersiz olduğunu iddia etmektedir. Benzersiz fikrinin zeminini ise "ilerlemeci tarih anlayışı" oluşturmaktadır. Kitap hakkındaki incelemem için profilime bakabilirsiniz!!
Sayfa 84 - KetebeKitabı okudu
- İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik Tarih Algıları -
Hamidullah'a göre, İslam öncesi halklar sadece milli tarihler ortaya koymuşlardır. Hamidullah, tarih anlayışlarına tarafsız bir gözle bakıldığında Tevrat'ın bir ailenin (İsrailoğulları) kaderleri ve tarihlerinin, İncil'in bir adamın (Hz. İsa) hayatının, Kur'an'ın ise insanlığın tarihi olduğunu vurgulamaktadır. Şu halde Hamidullah'ın Yahudilik ve Hristiyanlık'ın dar çerçeveli bir tarih algısı, İslam'ın ise evrensel ve geniş çerçeveli tarih algısı ile tarihi takdim ettiğini belirtebiliriz. Kitap hakkındaki incelemem için profilime bakabilirsiniz!!
Sayfa 82 - KetebeKitabı okudu
Reklam
- Hamidullah'ın Etkisinde Kalanlar -
Hamidullah'ın etkisi altında yetişen isimler arasında Hayrettin Karaman, Bekir Topaloğlu, Yusuf Ziya Kavakçı, İhsan Süreyya Sırma, Mustafa Kara, Süleyman Uludağ, Şerafettin Gölcük, Ali Osman Koçkuzu ve Ekmeleddin İhsanoğlu gibi isimler yer almaktadır.
Sayfa 153 - KetebeKitabı okudu
- Dünya Tarih Yazıcılığı -
Dünya tarihi yazıcılığında üç farklı bakış açısı vardır. 1- Yaradılışa dayalı dünya tarihi yazarlığıdır. Bu anlayışta dünya tarihi kutsal kitaplara da dayalı olarak Hz. Adem'in cennette yaratılmasıyla başlamaktadır. Bu yazarlık biçimi, İslam tarihçilerinin üzerinde ittifak ettiği bir anlayış olduğu gibi Avrupa'da da bu anlayışın baskın etkisi ile 19. asra kadar kaleme alınan dünya tarihlerindeki merkezi anlayış olmuştur. Buna dayalı tarih eserleri ana hatlarıyla üç kısımdan teşekkül etmektedir. Bunlar: 1- Hz. Peygamber'den önceki insanlık tarihi - bir çeşit kısas-ı enbiya- 2- Siyer-i Nebi 3- Genel Tarih
Sayfa 74 - KetebeKitabı okudu
18. Asır'daki Ulus-devlet Anlayışı Dünya'ya Ne Getirdi, Ne Götürdü?
Sıkça dile getirildiği gibi ulus-devlet süreci, Batı'nın Orta Çağ'da feodalizm ve kilise tahakkümü karşısında giriştiği mücadele neticesinde 18.asrın sonrasında ortaya çıkan bir durumdur. Bu düşünce tüm Avrupa'yı dönüştürdükten sonra 19. asırda imparatorluk/çok uluslu devletleri tehdit etmiştir. Bunlar arasında Osmanlı, Babürlü, Avusturya-Macaristan, Rusya, Çin gibi imparatorluklar vardır. Ancak bunların tamamı 19. ve 20. asırda istemeseler de reddedilmesi mümkün olmayan bir gerçeklik olan imparatorluklardan ulus-devlete geçme ile yüzleşmek zorunda kalmışlardır
Sayfa 95 - KetebeKitabı okudu
Nedvi ve Urduca Siyer Eserleri
Ebu'l Hasan en-Nedvi 'nin ifade ettiği üzere: "Urduca, siret konusunda Arapçadan sonra en zengin eserleri üretmiştir."
Sayfa 33 - KetebeKitabı okudu
Reklam
İslam'dan Önce Şahitlik Meselesi
İslam'dan önce şahitlik, sadece kazai konularda uygulanıyordu. Hakim, hak isteyenden, olayı bizzat göreni istiyordu. İlk Müslümanlar, şahitlik sınırını genişletti ve bunu tarihi olaylara da uyguladırlar. Herhangi bir haber veya sözü -bir veya iki cümlelik de olsa- ancak onu gören ya da o olayı görenden duyan (bu silsile halinde nakledilebilir) kimse kabul ettiği zaman kabul ediyorlardı. Müslümanlar bunu herhalde daha önce de uyguladıkları için pek yadırgamadılar, doğal bir şey saydılar.
Sayfa 69 - KetebeKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.