Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

4 Cilt

Muhtasar Beydavi Tefsiri

Kadı Beydâvî

Muhtasar Beydavi Tefsiri Hakkında

Muhtasar Beydavi Tefsiri konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9.5/10
2 Kişi
5
Okunma
1
Beğeni
1.265
Görüntülenme

Hakkında

Kâdı Beydâvî’nin “Envâru’t - Tenzîl” isimli tefsiri Osmanlı medreselerinde asırlarca ders kitabı olarak okundu… Üzerine 250’den fazla şerh ve haşiyeler yazıldı… Tefsirle ilgilenen hemen herkes Onun adını duydu, tefsirinden bir şekilde istifade etti… Eser, Doç. Dr. Şadi Eren tarafından 4 cilt olarak tercüme edildi.
Çevirmen:
Şadi Eren
Şadi Eren
Tahmini Okuma Süresi: 90 sa. 6 dk.Sayfa Sayısı: 3180Basım Tarihi: 2010Yayınevi: Selsebil Yayınları
ISBN: 9786055540050Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Yazar Hakkında

Kadı Beydâvî
Kadı BeydâvîYazar · 4 kitap
Tam adı Abdullah ibn Ömer ibn Muhammed Nasıruddin el Beydavi'dir. Şiraz yakınlarındaki Beyda kasabasında doğmuş ve yetişmiştir. Şiraz'da başkadı iken hocası Muhammed ibn Muhammed Kethani'nin tavsiyesiyle kadılığı bırakarak, İslami bilimler üzerinde çalışmaya başlamıştır. Daha sonra Tebriz'e yerleşmiş ve 1286 yılında burada ölmüştür. Bölgeye Salgur atabeglerinin hâkim olduğu yıllarda doğmuş ve ölmüş olan el-Beyzâvî’nin hayatının çoğunun geçtiği yer olan Şiraz, Salgurluların başkentliğini yapmış bir şehirdir. İran’ın Fars bölgesine Salgurlu Atabeyliği kurarak hâkim olan Üçoklar, zaman zaman Moğolların ve Harezmşahların güdümünde olmuşlardır. Salgurlulardan İkinci Sa’d’ın kızı Abiş Hâtun’un H.685/M.1286 senesinde (el-Beyzâvî ile aynı yıl) ölmesiyle Salgurlular bu bölgede hâkimiyeti kaybetmiş ve bölge, resmen Moğol idaresi altına girmiştir. Salgurlu Fars Atabegliği, doğrudan Moğol hâkimiyeti altına girdiği bu tarihe kadar 138 yıl hâkimiyetlerini sürdürmüşlerdir. Bu durumda, el-Beyzâvî’nin 100 yıl yaşadığı varsayılsa bile, hayatının tamamının bölgeye Salgurluların hâkim olduğu bir dönemde geçtiğini söyleyebilir. En büyük ve ünlü çalışması Envaru't Tenzîl ve Esraru't Te'vil (tenzilin nurları ve tevilin esrarları) adlı Kur'an tefsiridir. Türkçede ve Türkiye'de Beydavi Tefsiri olarak bilinen bu eser yüzyıllarca medreselerde okutulmuştur. Hatta Osmanlı döneminde seçkin bilim insanları tarafından bu eser padişah huzurunda okunmuş ve kalabalık bir dinleyici kitlesi kazanmış, Osmanlı'da bu Beydavi Tefsiri okuma seanslarına Huzur Dersleri adı verilmiş. Her devirdeki İslam alimleri Beydavi tefsiri hakkında olumlu görüş bildirmiştir. Tefsir, Hadis, Fıkıh, Usûl-i Fıkıh, Kelâm, Mantık ve Dil konularında te'lif etmiş olduğu eserlerden önemli olanları şunlardır: 1. Minhâcul-Vusûl ilâ ilmi'l-Usûl: Fıkıh usulüne dairdir. 2. Şerhu Mesâbîhu's-Sünne: el-Beğavî (ö. 516/1122)'nin hadise dair Mesâbîhu's-Sünne adlı eserinin şerhidir. 3. Nizâmu't-Tevârîh: Farsça olan bu eseri Hz. Âdem'den başlayarak 674/1275 yılına kadar gelen genel ve özet bir tarihtir. 4. el-Gâyetu'l-Kusvâ: Şâfiî mezhebine göre kaleme alınmış olan bu eser furûu'l-fıkha dairdir. 5. Tavâliu'l-Envâr min Metâlii'l Enzâr. Kelâm ilmine dairdir. 6. Envârü't-Tenzîl ve Esrâru't Te'vil. Kâdî Beydâvî "Kadî Tefsiri" diye de bilinen bu eseri ile şöhret bulmuş, ilim erbabınca çok değerli bir tefsîr olarak kabul edilen bu tefsir asırlar boyunca ehl-i sünnet dünyasında medreselerde okutulagelmiş, üzerinde 250'den fazla şerh, haşiye ve ta'lîka yazılmıştır. Fıkıhta Şâfiî, akaidde Eş'arî mezhebine göre te'lif edilmiş olan bu tefsîri özellikle Osmanlı medreselerinde asırlarca ders kitabı olarak okutulmuştur. Osmanlı âlimlerince Hanefî-Maturudî mezheblerine uygun Nesefî tefsiri "Medâriku't-Tenzîl ve Hakâiku't-Te'vîl"in değil de Kâdî'nin bu eserinin medreselerde okutulmak üzere seçilmiş olması ger çekten önemini ve değerini ortaya koymaktadır. Envârü't-Tenzîl doğuda ve batıda defalarca basılmış olmakla birlikte yazmaları karşılaştırılarak ilmî bir nesirle şimdiye kadar yayınlanmamıştır. Bu eserin hâşiyeleri arasında Muslihiddin ibn Temcîd (ö. 890/1485), Muhammed ibn Mustafa Şeyhzâde (ö. 950/1543) Abdülhakîm es-Siyalkûtî (ö. 1067/1485) Şihâbuddîn el-Hafâcî (ö. 1069/1659) ve İsmail İbn Muhammed el-Konevî (ö. 1195/1781)'nin hâşiyeleri basılmıştır. Bunlar içinde de Şihâb, Şeyhzâde ve Konevî hâşiyeleri çok meşhurdur. Kâdî tefsîrini -hemen bütün müfessirlerde olduğu gibi- hayatının sonlarına doğru Tebriz'de kaleme almıştır. 650/1252 yıllarına doğru buraya geldiğine göre tefsîrin yazılışı H. VII. asrın ikinci yarısındadır. Tefsirinin başında Kâdî Beydâvî bir müfessirde bulunması gereken şartları ve tefsirinin özelliklerini şöyle açıklar: "Tefsir ilmi dînî ilimlerin başkanı ve başı, şeriat binasının temelidir. Onun hakkında konuşmaya ancak usul ve fürûu ile dini ilimlerin hepsinde yüksek bir mertebeye ulaşmış, Arap dil ve edebî sanatların bütün çeşitleri üzerinde bütün akranlarının üstünde olanlar lâyıktır. Uzun zamandır bu sahada bir kitap yazmayı düşünmekteydim. Bu kitab Sahâbe, Tâbiûn ile onlardan sonraki selef ve halef âlimlerinin büyüklerinden bana ulaşan tefsire dair sözlerin özünü, parlak nükteleri, parlak lâtifeleri, gerek benim, gerekse benden önceki faziletle müteahhir âlimlerin Kur'ân'dan çıkardıkları hükümleri ihtiva edecek, meşhur sekiz imama nisbet edilen kırâat vecihlerine, muteber kurradan rivâyet edilen şâz kırâatlere yer verecekti." (Mecmau't-Tefâsîr, İstanbul 1984, I, 7-13). Gerçekten Kâdı tefsirinde, bu girişteki şartlarına uymuş, söylediklerini ihtiva eden kısa, öz bir tefsir meydana getirmiştir. Kâdî tefsirinin en önemli kaynakları Zemahşerî (ö. 538/1144)'nin el-Keşşâf adlı tefsîri ile Fahruddîn er-Râzî (ö. 606/1210)'nin Mefâtihu'l Gayb (el-Tefsîru'l-Kebîr)'idir. Zaman zaman Râgıb el-İsfahânî'nin el-Müfredât fî Garîbi'l-Kurân'ından da istifade etmiştir. Bir âyetin tefsîrinde büyük çoğunluğunu el-Keşşâf'tan naklederek muhtelif te'villeri sırayla vermekle yetinmeyip bunlar arasında tercihler de yapar. Bir de bu te'villerin eserde, sıhhat derecelerine göre sıralandığı; kuvvetli sayıları te'vil, açıklama ve rivâyetlerin önde zikredildiği görülür. Kâdî tefsirinde İsrâiliyyâta rastlanır. Özellikle sûrelerin faziletlerine dair surelerin sonlarında verdiği hadisler ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü çoğunluğu ya zayıf, ya da uydurma hadislerdir. Mâturîdî mezhebine uymayan te'villeri görüldüğü zaman da bu eserin Eş'arî mezhebi kelâm ekolünün görüşlerine uygun olarak yazıldığı hatırlanmalıdır. Ahkâm âyetlerinin tefsirinde de hep kendi mezhebi olan Şâfiî mezhebini teyid edecek te'vil ve açıklamalara yer verir. Hadislerden istifade ederken bu mezhebin görüşlerinin delilleri olan hadisleri verir. Bu tefsir bir rivâyet tefsîri olmadığı için tefsirde malzeme olarak kullanılan hadislerin isnâd zincirleri zikredilmemiştir. Envârü't-Tenzîl, kelâm ilmi konuları itibariyle Eş'arî mezhebinin görüşlerini aksettirmekle beraber -belki de farkına varmadan- Mu'tezile mezhebinin görüşlerine uygun te'villere girmiştir. Bunda, tefsirin el-Keşşâf'tan kısaltılarak alınmasının etkisi olmalıdır. Yani Kâdı, el-Keşşâf'tan alıntılar yaparken ondaki Mu'tezile mezhebini destekleyen görüş ve te'villeri ayıklayarak almaya çalışmış ama bunda pek başarılı olamamıştır. Bu özellik maalesef el-Keşşâf'ın tesîrinde kalan pekçok ehl-i sünnet müfessirinde görülmektedir. Bu özelliklerine rağmen Kâdı tefsiri sahabe, tabiûn ve kendinden önceki müfessirlerin Kur'ân tefsirine dair açıklamalarını kısa ve özlü bir şekilde toplayan, bu açıklamaların değerlendirmelerinin de yer aldığı, Kur'ân-ı Kerim'in dil yapısı, belagatı ve icâz yönlerini açıklamaya öncelik veren, bunun yanında arapça ibaresi oldukça düğümlü bir tefsirdir.