Tahâvî, Hanefî mezhebinde; temel meseleleri, bunların kaynaklarını, muteber rivayetleri, kendisine ait tercihleri de içeren ilk muhtasar metni yazan kişidir.
Fıkıh tarihinde ilk muhtasar metni, İmam Şâfıî'nin öğrencisi ve Tahâvî'nin de dayısı olan İmam Müzenî yazmıştır. O, bu eserinde İmam Şâfıî'nin el-Ümm adlı eserini ihtisar etmiştir. Yeğeni Tahâvî de el-Muhtasar adlı bu kitabını dayısı Müzenî'nin muhtasarının tertibine uygun bir şekilde yazmıştır.
Tahâvî'nin muhtasarı mezhep içinde ilk olmasının yanında aynı zamanda en güzel şekilde düzenlenmiş, en sağlam rivayetleri toplayan, fetva yönünden de en tercihe şayan görülen metinlerdendir. Tahâvî, eserine yazdığı önsözde bu eserdeki görüşleri Ebu Hanîfe, Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'in görüşlerinden oluşturduğunu belirtmekle birlikte eserde bunların yanı sıra yer yer İmam Züfer ve Hasan b. Ziyad'ın görüşlerine de yer verilmektedir.
Eserin temel kaynağını İmam Muhammed'in zâhirü'r-rivâye adı verilen kitapları oluşturmakla birlikte Tahâvî sıklıkla İmam Ebu Yusuf'un el-İmlâ adlı eserini nakleden öğrencilerinin Ebu Yusuf'tan yaptıkları riakillere temas eder. Nadiren de olsa İmam Muhammed'e nispet edilen nâdirü'ç-rivâye adlı eserlerden de aktarımlarda bulunulmaktadır.
Bu muhtasarı seçkin kılan hususlardan biri de Tahâvî'nin ihtilaflı konuların neredeyse tamamında "biz de bu görüşteyiz" şeklinde kendi tercihini belirtmesidir. Zira muhtasar metinlerin bir kısmı Kenzü 'd-dekâik metninde de görüleceği üzere ya yalnızca ihtilafları nakletmekle yetinir veya başka bazı
muhtasarlarda yer aldığı üzere bazı yerlerde tercihte bulunurken bu eserde ihtilaflı konuların tümünde tercihlerde bulunmuştur. Tahâvî, yukarıda zikri geçen beş imamın hepsine ait kimi görüşleri tercih etmiştir. Onun görüşleri kimi zaman Ebu Hanîfe, Ebu Yusuf, İmam Muhammed'in görüşleriyle uyum sağlarken, kimi zaman da İmam Züfer ve Hasan b. Ziyad'ın görüşleriyle uyumlu olabilmektedir. Tahâvî kimi zaman da bütün bunların dışında kendi görüşünü ortaya koyarak içtihad yapmaktadır.
Eser, meseleci (kazuistik) yönteme göre yazıldığı için genel ve soyut bir anlatım yöntemini değil tek tek meseleler üzerinden anlatım yöntemini tercih etmiştir. Bu durum zaman zaman okurun meseleler içinde kaybolması ve bütünü gözden kaçırması gibi kimi olumsuzlukları barındırsa da bilfiil olaylarla iç içe olması bakımından da fıkhın reel olanla bağlantısını kurmaya yardımcı olmaktadır.
İmamlara atfedilen görüşlere ilişkin farklı rivayetler bulunduğunda Tahâvî bu rivayetler arasında tercihte bulunmaktadır.
Tahâvî'nin eserde dikkati çeken yönlerinden biri de bazen mezhep imamlarına doğrudan bir görüş atfetmediği hâlde onların görüşlerinden çıkarımlarda bulunarak "Ebu Hanîfe'nin görüşüne kıyasla bunun hükmü şudur" vb. ifadeler kullanmasıdır.
Eser, hacminin küçüklüğüne rağmen başka eserlerde yer almayan meseleleri içermektedir.
Eser yazıldığı dönemden itibaren mezhep âlimlerinin büyük kabulüne mazhar olmuş, mezhebin büyük âlimleri bu eser üzerine şerhler yazmışlardır. Tahâvî'nin muhtasarına şerh yazan âlimler arasında Kerhî, Cessâs, Serahsî, Ebu'l-Hasen el-İsbîcâbî, Ebu Mansur et-Taberî, Ebu Nasr el-İsbîcâbî, Baha-eddin el-İsbîcâbî, Hocendî el-İsbîcâbî, Saymerî, Ebu Bekir el-Verrâk, Ebu Nasr el-Akta' gibi Hanefî mezhebinin önde gelen âlimleri yer almaktadır.