peki ben neden buruşturulup fırlatılmış bir yarım hikaye gibi, bir picasso tablosunun içine düşmüş gibi, göğsüme uçan tekme yemişim gibi, kızıldeniz’in ortasında mahsur kalmış firavun gibi, boynunda asılı baltayla ibrahim’in karşısında titreyen koca put gibi, apartman yöneticiliği için çırpınan emekli bir albay gibi, türk şiiri ölmüştür diyen ihtiyar bir şair gibi, cumhuriyet halk partisi genel başkanı gibi çaresiz hissediyorum.