Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Münazarat Gönderileri

En Eski Münazarat kitaplarını, en eski Münazarat sözleri ve alıntılarını, en eski Münazarat yazarlarını, en eski Münazarat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Her meseleye bir delil getiren, elbette delidir."
Sayfa 8 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
Bitlis'te iken, bir gün Bediüzzaman'a vali ile bir kısım memurların içki içtikleri haber verilir. Bunu duyunca hiddetlenen Bediüzzaman, "Bitlis gibi dindar bir memlekette, hükümeti temsil eden bir zatın irtikap ettiği bu muameleyi kabul edemem." diyerek içki meclisine gider. Evvela içki hakkında bir hadis-i şerif okuduktan sonra, pek acı sözler söyler. Valinin vurdurmak için işaret etme ihtimaline binâen de, bir elini rovelverinin bulunduğu yerde tutar. Fakat vali, fevkalade tahammüllü ve hamiyetli bir zât olduğundan, katiyen ses çıkarmaz. Oradan ayrılınca, valinin yaveri, genç Said'e "Ne yaptınız? Söyledikleriniz idamınızı gerektirir." der. O da "idam hayalime gelmedi, hapis veya sürgün zannederdim. Her ne ise, bir kötülüğü gidermek için ölürsem ne zararı var?" diye cevap verir.
Sayfa 19 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bediüzzaman Hazretleri İstanbul'a gelir gelmez ulemayı münazaraya davet eder. Bunun üzerine, İstanbul'daki meşhur âlimler grup grup ziyaretine gelirler, suâller sorarlar ve sorularının hepsinin cevabını da doğru olarak alırlar. Bediüzzaman'ın bundan maksadı, Doğu Anadolu'daki ilim ve irfan faaliyetine nazara dikkati çekmektir. Zaten kaldığı Şekerci Han'ın kapısına: "Burada her müşkül halledilir, her suâle cevap verilir, fakat sual sorulmaz." diye bir levha astırır.
Sayfa 19 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
Biz girince konuşmayı kesen Hasan H. Erdem, "Buyurun" dedi. Biz de, "Bizi Bediüzzaman Hazretleri gönderdi. Size selamı var. Bu kitapları tashih buyuracakmışsınız." dedik. O, önce şöyle bir gülümsedi; sonra da "Şimdi sizlere bu tashih buyurma meselesini bir anlatalım." diyerek başladı anlatmaya: "Ben medresede
Sayfa 21 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
Tabibe tıp dersi vermek fuzûlilik. Ama hastalığın teşhisine yardım edecek noktaları (anlatmak) hastanın vazifesidir.
Sayfa 23 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
Şu terakki devrinde, hakiki medeniyeti teşkil eden İslâmiyet, Batı medeniyetine nisbeten terakki etmemiş. Bunun da en büyük sebebi üç büyük şube olan ehl-i medrese, ehl-i mektep, ehl-i tek kenin fikir ayrılıkları ve meşrep farklılıklarıdır.
Sayfa 24 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Zihnim perişandır" demiştim. Halbuki bu cümleden maksadım, kuvve-i hâfizama unutkanlık musallat olması ve zihnimdeki sıkıntı ve tabiatımdaki insanlarda çekinme hissi muraddır. Hiçbir divane ben diváneyim demediği için, benim cinnetime nasıl delil olabilir?
Sayfa 25 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
Nâzır Şefik Paşa hiddet eder. Bediüzzaman: "Ben hür yaşamışım. Hürriyet-i mutlakanın meydanı olan beldemin dağlarında büyümüşüm. Bana hiddet fayda vermez. Nafile yorulmayınız!.. Beni sürün, Fizan olsun, Yemen olsun râzıyım. Siz de idare-i maslahat için yamacılıktan kurtulursunuz. Ben de yüksekten düşmekle incinmekten kurtulurum." Bediüzzaman haksız olarak anldığı bu hapisaneden, 23 Temmuz 1908 tarihinde ilân edilen, İkinci Meşrutiyetin kabulünden sonra çıkarılan umumi af ile çıkar.
Sayfa 26 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
Fakat İttihatçılar, konferansın devamını önlemeye çalışıyorlardı. Çünkü Murat Bey, Roma'nın yükselme ve alçalma devirlerini, geçirdiği istihaleleri anlatırken, İttihat ve Terakki'yi hırpalıyor, gidişatını tenkid ediyordu. Bu arada meşrutiyet inkılabının kâfi olmadığını, daha cezri bir devire muhtaç olduğumuzu söylüyordu. Murat Bey haklı idi. Memleketimizde meşrutiyetin ilânı, imparatorluğun esaslı hatlarını değiştirmedi.
Sayfa 29 - Şahdamar YayınlarıKitabı okudu
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.