Ünlü arkeolog Doktor Leidner karısının sanrıları ve korkuları olduğunu söylererek Hemşire Amy'yi karısıyla ilgilenmesi için işe alır. Irak'ta bir arkeoloji kampında ekip başkanı Eric Leidner'in eşi Louisa, eski kocasından tehdit mektupları aldığını düşünüyor ama kimseyi kendisine inandıramıyordu. Eşi de dahil olmak üzere kazı ekibindeki herkes tehdit mektuplarını onun yazdığını düşünmüş. :/ Kazı ekibi ile hep beraber bir evde kalırlarken bir gün Louisa başına ağır bir cisim vurularak öldürülür. O sırada İngiliz yönetiminde olan Irak'ta yerel polis bilmeceyi çözemeyince, konu dedektif Hercule Poirot'a havale edilir. (Dedektif Doğu Ekspresi'nde Cinayet kitabında da baş kahramanlarimizdan biriydi.) Sonrasında olaylar birbirini kovalar. Dedektif cinayetin yanı sıra arkeolojik eserlerle ilgili bir başka detayı daha ortaya çıkarır.
-Konusundan bahsettigime göre geleyim kendi yorumuma. :) Agatha Christie sevdiğim polisiye yazarlardan biri. Ters köşe yapmayı çok seviyor. Beni bilen bilir polisiye okurken herkesten şüphelenirim. Ama bu son çok farklıydı. Okurken o kadar şaşırdım ki istemsiz bir ne diye çığırmış, şok olmuş olabilirim. Sizlere de kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap. Bir dipnot da eklemek istiyorum.
*Agatha Christie ikinci eşi Max Mallowan ile birlikte Irak'ta arkeoloji kampında bulunduğu için, romanda arkeoloji kampı yaşamına ilişkin ayrıntılı bilgiler veriyor. Her neyse çok da uzatmadan polisiye okumayı seven okurlarla birlikte arkeoloji ile ilgilenenlere de tavsiye ederim. :)