Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müruruzaman Cinayetleri

Suat Duman

Müruruzaman Cinayetleri Sözleri ve Alıntıları

Müruruzaman Cinayetleri sözleri ve alıntılarını, Müruruzaman Cinayetleri kitap alıntılarını, Müruruzaman Cinayetleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğada suçlu yoktur. Suçlu buradadır, hakların ve mahrumiyetlerin dağıtıldığı insan hayatında.
Sayfa 148 - Kavis Kitap, 1. Basım
Kitap okumak için vakit ayıran insanlar sevilecek insanlardı vesselam!
Sayfa 93 - Kavis Kitap, 1. Basım
Reklam
Müziğin kralları işçidir, sıradan insanların krallığıdır müzik!
Sayfa 21 - Kavis Kitap
Kelime, alfabeyi oluşturan harflerin rastlantısal birleşiminden daha fazlasıydı. Bu yüzden kağıt üzerinde değildi yazının bütün macerası; mutlu ediyor, kedere sürüklüyordu! Ağlayan da vardı böylece aldatan da. Yazı insana dair her duyguyu harekete geçirebilir, bir duygunun keşfiyle bitebilirdi. Bir ahlaka nihayet, yeni bir ahlakın manifestosuna ses verebilirdi.
Sayfa 91 - Kavis Kitap, 1. Basım
Tabiatın ürpertiyle seyrettiği evladıydı insan. Beton yollar dökmüş, demiri bükmüş, çelikten araçtan tasarlamış, oksijene zehir katmıştı.
Sayfa 78 - Kavis Kitap, 1. Basım
Sahaflar açıktı. Okunmuş, el değiştirmiş kitaplar hep aynı kokuyla dolduruyordu buraları. Bu koku kağıdın maddesiyle ilgiliydi belki. Fakat evlerimizde böyle kokmaz eski kitaplar. Sahafların bir karakteri olduğunu buradan anlarız. Farklı okurların elinden geçmiş, sırrını herkese açmış romanlar, koşuşturmalardan azade sarı bir ışıkta güneşlenirler. Efkarlı geceler yayılır böylece onların vücutlarından. Kiminden deniz kokusu alırız, kiminden yılgın bir Avrupa rüzgarı eser. Onlara değen her el, harflerini süpüren her nefes hissesine düşeni almış, terinden bir damla katmıştır. Bu koku özeldir. Nezih kitapçılarda sezemeyiz, mağazalarda alamayız. Diğer taraftan herkes de duymaz bu kokuyu. Burnunun direği sızlayan da vardır, rutubetten kolu bacağı ağrıyan da. Hasılı, burun zihnin işçisidir. Her kokuya açıktır, çalışır. Köhne bir zihin -bu onun sonunun yakın olduğuna da işarettir ya- pis kokuları sahiplenir, hür kokuları iter.
Sayfa 93 - Kavis Kitap, 1. Basım
Reklam
Ama yalan bile bir dünya görüşü ister insandan. Hiç şarap içmemiş biri kadehler konusunda kimseyi kandıramaz.
Neredesin tabiat? Neredesin yalnızlık? Bu yol, toprak olmalıydı halbuki, bu insanlar egzozla, kimyevi karışımlarla kirlenmemeliydi. Ağaçların yapraklarından yağmur damlaları süzülmeliydi, kan değil!
Sayfa 79 - Kavis Kitap, 1. Basım
Güzel bir yüzü izlemek müze gezmekten farksızdır. İnsan yüzü bir ekole ait değildir ama kendi manifestosunu yine kendisi aşar: her şey orada saklanır ama kendisi asla saklanabilir değildir. Müzeler güzel yüzlerin temsilleriyle doludur bu yüzden.
Sayfa 134 - Kavis Kitap, 1. Basım
Yağmur bir ütopya habercisiydi. Yağmurun hiç dinmediği bir dünya dünyamızdan çok farklı olurdu. Konutlar buna göre tasarlanırdı ister istemez, yağmurdan kaçan değil, onunla beslenen konutlar. Yollar ve sokaklar suyun hareketine göre biçimlenirdi. Toprak çamur olacaktı diğer taraftan toz hayatımızdan büyük ölçüde çıkacaktı. Yağmurda kimse kimseyi öldürmeye yeltenmeyecekti. Zira saçlarını, tenlerini bastırıp yatıştıran damlalar ateşlerini de alacak, öfkelerini de dindirecekti. Savaş filan olmayacaktı haliyle. Şakır şakır yağan yağmurun altında dikilecek bir ordu kolay kolay bir arada tutulamazdı. Savaş makineleri suya dayanamayacak, çürüyecekti. Bomba alevi fazla dayanamayacak, yangınlar çabuk dinecekti. İntikam kelimesi de keşfedilemeyecekti böylece. Birileri daha çok kazanmak için daha şiddetle emmeyecekti insan iliklerini. Dünyanın her kıtası eşit olacaktı, işinin uzmanı milyonlarca zerre, pırıl pırıl akan bu damla ormanı, bu çalışkan, bu sabırlı barış işçileri, bu güneşli yağmur ortada sınıf filan bırakmayacaktı.
Sayfa 106 - Kavis Kitap, 1. Basım
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.