Müslüman Dünyada Medeniyet Tartışmaları
Lütfi SunarMüslüman Dünyada Medeniyet Tartışmaları Sözleri ve Alıntıları
Müslüman Dünyada Medeniyet Tartışmaları sözleri ve alıntılarını, Müslüman Dünyada Medeniyet Tartışmaları kitap alıntılarını, Müslüman Dünyada Medeniyet Tartışmaları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Modern kapitalist toplumda, insanlar artık din ahlakıyla değil de bürokratik etkililik ve hesaplanabilirlik normlarıyla yönetilmektedir. Hayatın neredeyse bütün alanlarını kapsayacak bürokrasiler geliştirdik. Bürokrasilerin rezalete dönüşebilecek faziletleri vardır.
Mesela, aşırı uzmanlaşma genellikle sorun teşkil eder. Dünyanın her yerinde iş parçalara ayrılır. Sınırlı sayıda faaliyeti içerir ve toplam kabiliyetlerimizin çok az bir kısmının kullanılmasını gerektirir. Üstelik performansımızda az bir farklılık vardır, inisiyatif alanıysa yoktur. Bu şekilde insanlıktan çıkan hiç kimse çalışmak için çok şevk duymaz; bu da en nihayetinde üretimi etkileyebilir.
Bir diğer sorun da hiyerarşi sorunudur. Hiyerarşi iyidir çünkü otoriteyi sıkılaştırır, yön verir ve koordinasyon sağlar. Fakat aşını hiyerarşi de sorumsuzluğa sürükler. Hiyerarşinin her seviyesinde, sabit bir karar vardırm
Sayfa 384Kitabı okudu
İbn Haldun
Asalet ve onur emekle kazanılır, bu kazanımları korumak için iyi ahlak ve adalet şarttır.
Sayfa 154Kitabı okudu
Aliya...
İzzetbegoviç'e göre (1993, s. 60) “hem din hem devrim acı ve eziyetten doğar; refah ve konfor içindeyse ölür. Gerçek ömürleri mücadele bitene kadardır. Tam manasıyla gerçekleşmeleri ölümü getirir. Hem din hem devrim gerçekleşme aşamasında en nihayetinde onları boğacak kurumlar ve yapılar üretir.
Sayfa 327Kitabı okudu
Zygmunt Bauman'ın da ileri sürdüğü gibi medeniyet kavramı “Batı'da bilim adamlarının başlattığı ve vahşi kültürlerin kalıntılarının kökten kazınmasına yönelik bilinçli bir propaganda, bir haçlı seferi ismi olarak kültür söylemine girdi" (Bowden 2009) s. 74).
Dolayısıyla da uzun bir süre boyunca pek çok yere müdahaİeleri ve sosyo-politik mühendisliği tasvir etmek, açıklamak, akılcılaştırmak ve meşrulaştırmak üzere bunlara başvuruldu (Bowden 2009, s. 227). Medeniyet hayali bunun ilk önce dünyayı medeniyet hiyerarşilerine, ilerleme düzeylerine bölerek yapılmasını sağlamıştır; bunun doğal sonucu da “medenileşmemiş” veya “barbar” olarak etiketlenenlere yönelik emperyalist medenileştirme misyonlarının eşlik ettiği medeniyet, icralar olacaktır (Bowden 2009, s. 227-8). Bu anlamda, medeniyet kavramını kullanmak; hemen her zaman aleni olmasa da örtük şekilde medenileşmiş vs. barbar/vahşi şeklinde bir ikili karşıtlık barındırarak zorla medenileştirme misyonlarına haklılık kazandırmıştır.
Sayfa 236 - Halil İbrahim YenigünKitabı okudu
Avrupalı düşünürler medeniyetin dışında kalanları tanımlayarak ve onları medeniye. tin içindekilerden ayırarak medeniyetin sınırlarını sürekli olarak pekiştirmiştir. Bu çerçeve içerisinde, Antik Yunan'dan beri Batıda uzun bir süredir dolaşımda olan “barbar” kavramı “medenileşmiş” olanı tanımlamak üzere kullanılan bir hüküm işlevi görmüştür. Modem Avrupa sosyal teorisi bu “barbar-medenileşmiş” karşıtlığıyla kati surette şekillenmiştir; “öteki” mefhumunun burada merkezi bir yeri vardır.
Lütfi SunarKitabı okudu
Hume, tarihin aşamalarını mülkiyetin gelişimiyle açıklar ve sivil toplum olarak adlandırdığı modern ticari toplum ve barbar toplumlar arasındaki derinlere kök salmış ayrımları ortaya koyar. Buna göre insan soyu avlanmak ve balık tutmaktan tarımla uğraşmaya, oradan da ticaretin ağırlıklı olduğu bir yapıya doğru hareket etmiştir. Avrupa'nın bu son
Sayfa 88 - Lütfi SunarKitabı okudu