Toplum bilimcilerin post-modernizm olarak tanımladığı bu dönemde farklılıklar düşmanlıkların değil, çoğulculuğun ve zenginliğin belirtisi hâline geldi.
Bu "yemek teorisi"ne göre, yeme bilimcimiz esasen "ana dil" gibi öğrenilmekte, aile ve kültürel etkiler sayesinde gelişmekte ve kritik bir sürenin ardından değiştirilmesi zor olan bir yapıya evrilmektedir.
Gastro diplomaside, lezzet kavramı ve masa hazırlama davranışları, dilbilimdeki sesler ve antropolojideki aile bağları gibi görülebilir: Her ikisi de sınırlı sayıdadır ancak olası kombinasyonların sonsuzluğu söz konusudur.
Mutfak bu anlamda basit bir mekân değil, mekânda zamanın geçmiş ve gelecekle bir arada göründüğü, kültürel kimlik ve öğelerin bugünden yarına, ötekinden beridekine aktarıldığı bir alandır.