Aceleyle ve koşuşturmayla yaşıyoruz: Kaçışanların hayatı! Bizler "gürültülü gökyüzünü ve ayak izli yeryüzünü kavga ve tartışmalarla" dolduran tutkulu ve "bozguncu" insanlarız. Meyvelerin olgunlaşmasını beklemek için zamanımız yok, kendi aceleciliğimizden meyveleri bile ham yeriz. Artık ne hayattan zevk almayı ne de onu geliştirmeyi biliyoruz.
Neden yeniden doğacaksın ki? Bir şansın vardı ve asla başka bir şansa sahip olmayacaksın . Bu uyarıcı bir fikirdir , hakkımıza düşen zamanı kaybetmeden sahip çıkalım . Tembellik ve bezginlik çoktan gerçekleşmiş sinsi ve peşin bir ölümdür .
Hiç kimse harici geleceği önceden kestiremez. Ama kaderin belirsizliginde ve bilinmezliğinde ruhumuzun geleceği bize ait olacaktır. Onu önceden tasarlayabilir ve istediğimiz gibi olması için önceden çabalayabiliriz. Duygularımızın ve düşüncelerimizin idaresini korkusuzca ele alarak ruhumuza biçim verebiliriz; Öyle ki, ne olursa olsun, asla bütünüyle olaylara bağlı kalan kuklalar olamayız. Dramlar, şiddet sahneleri zayıflıktan, kendine sahip olma eksikliğinden kaynaklanmaktadır: Phedre, Macbeth, Othello, hepsi şans oyuncaklarıdır.