Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mutluluk Paradoksu

Ziyad Marar

En Yeni Mutluluk Paradoksu Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Mutluluk Paradoksu sözleri ve alıntılarını, en yeni Mutluluk Paradoksu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Güven, teşvik, ödül, bağlılık. .. tatmin. Ben buyum işte ... anlarsın. İnsanlara güvenirsen, sana bağlı kalırlar. Onlara kusursuz davranırsan, onlar da sana karşı kusursuz olurlar.
Dostoyevski Yeraltından Notlar adlı kitabında şöyle der: "Anlamlı bir işten yoksun bırakılan erkek ve kadınlar varoluş dayanaklarını kaybeder; tamamen delirirler. "4
Reklam
Daha da yükselirsem ... günde yirmi dört saat şirket için çalışıyor olacağım. O zaman şirketle evlenmem gerekir. Şirketle evlenmek istemiyorum. Karımla evli olmak ve ailemle birlikte olmak istiyorum. Özetle durum böyle. Bu yüzden de yükselme hırsım kalmadı.1
David, her ikisinin de erişemediği insani bir bütünlüğe ulaşmayı başarır. Onun ahlakçılığı ve aşkı, her ne kadar gerilim içinde de olsa. bir bütünlük oluşturur. Aşkı, sempati ve bağlılıkla, anlayışlı ahlak gözeticiliği ise sevgi dolu bir hassasiyetle doludur.35
seni bir tuz gülünü, sarı yakutu ve alev saçan oklu karanfili severcesine değil: karanlıkla ruh arasında gizli severim nasıl seversek gizemli şeyleri çiçeğinin ışığını içinde saklayan yeşeren fidan gibi severim seni, senin aşkınla yaşar gövdemde, loş, ve topraktan yükselen birikmiş koku. nasıl? ne zaman? nerde? bilmeden severim seni, dönüşü yok, gururu yok, sorunu yok sevdamın, böyle severim seni, aşkı böyle bilirim. böyle severim seni, ben sen iken, sen ben iken göğsümde elin benim olacak kadar yakınken gözlerin ben uyumadan önce kapanırken...
Pablo NerudaKitabı okudu
Robert Louis Stevenson, ilk bakışta aşkın bu karşı kutbunu betimler: Evlilik, tartışmalarla çeşitlenen, ancak yaşamın tüm içeriğinin aralıklarla tekrar tekrar ters yüz edildiği uzun bir sohbettir. iki insan, gitgide daha fazla, birbirlerinin devinimlerini benimseyerek birbirlerine uyum sağlar ve zaman sürecinde, yaygara koparmadan, birbirlerine yeni düşünce evrenlerinin kapılarını açarlar.
Reklam
Nitekim güzel olan her şey Kısacık, rüya gibi, sevecen bir hazdan başka şey değil Hayır, asla tümünü verme kalbinin, Tüm pürüzsüz dudaklar bunu sana söyleyebilir, Onlar kendi kalplerini oyuna teslim etmiştir. Aşkın sağır, dilsiz kör kıldığı Kim o oyunda kazanabilir? Şunu yazan kişi bilir bedelini Çünkü o tüm kalbini verdi ve kaybetti ...
Umberto Eco'nun sözleri bunu çok güzel anlabr: Postmodern durumu, son derece kültürlü bir kadına aşık olan, ama ona "Seni deliler gibi seviyorum" diyemeyeceğini bilen bir adamın durumu gibi düşünürüm. Diyemez, çünkü kadının bu sözlerin Barbara Cartland tarafından daha önce yazılmış olduğunu bildiğini (ve kadının da onun bunu bildiğini bildiğini) bilir. Adam kadını masumiyetin kaybolduğu bir çağda sevmektedir.11
Modern aşk kültünün, insanları başka dönemler ya da kültürlerde anlamsız görülecek davranışlara iten pek çok yönü vardır. Modern Batı toplumların da, akrabalık, ekonomi ve politika alanlarındaki ağırlıklı rolünü kaybetmiştir. Günümüzde gerçek aşk ideali iyi bir ilişkinin öyle ayrılmaz bir unsurudur ki, aşkın bitmesi, ilişkinin yok olup gideceği anlamına gelmektedir.10
Oysa övgü kazanılmadığı sürece bizlerin onaylanma özlemimizi asla gereğince doyuramaz. Yersiz ya da içtenliksiz iltifatların bizde uyandırdığı gurur, kahkaha efektlerinin bir komedyende yarattığı hoşnutluktan öte geçemez.
Reklam
Onaylanma arayışına girmekle, gerçekte alkış arayışı içine gireriz. Bu, kabullenmesi son derece sancılı bir tez. Alkış için yanıp tutuşmak küçük düşürücüdür.
Özgürlük ve özdışavurum, bugün mutluluğun içeriğini tanımlamakta tek başına yeterli olamıyor. Daha önce öne sürdüğüm gibi, kısıtsız özgürlük anlamsızlığa, deliliğe ya da ölüme götürür.
Wittgenstein'ın belirttiği gibi, "Karşılıklı bir konuşmada, birisi ortaya bir top fırlatır; diğeri, onu geri mi yollayacak, üçüncü bir kişiye mi atacak, yerde mi bırakacak, yoksa yerden alıp cebine mi koyacak, bilemez.
İster şiirin romantizmden modernizme uzanan evriminde, ister fotoğrafın ortaya çıkmasından sonra görsel sanatlarda ivmenin gerçeğin temsilinden dışavurumculuk ve soyutlamaya kayışında olsun, bugünün sanatçısının öncelikli hedefi, gerçeğin bire bir temsili olmaktan uzaklaşarak, güzellik, kuralları çiğneme ve gelenekten kopuş haline gelmiştir.
Doğa, çocukların, bebeklerin ve hatta hayvanların yüz ve davranışlarına yazdıklarıyla bizlere ne çok mesaj iletiyor! Zihinleri gelişimini tamamlamış da olsa, gözleri henüz yabanidir ve yüzlerine baktığımızda bize huzursuzluk verir. (Vurgu bana ait.) Emerson bu üslupla, otantisitenin yüceltilmesiyle son bulan bir sav geliştirir ve pek çok bakımdan, modern Amerikan benlik anlayışının ayrılmaz parçaları olan sağaltıcı "içimizdeki çocuk" ve içimizdeki temel hakikatlerin arayışı söylevlerinin tohumlarını atar. "Beni ilgilendiren şey ne yapmam gerektiğidir, insanların ne düşündükleri değil. "'4 Yazar, "özgüven" erozyonundan, mutabakattan, "minik zihinlerin yarattığı gulyabaniler" den ve "vakti heba eden ve karakteri bulanıklaştıran" uyumdan kurtulmayı salık verir. Emerson'ın yorucu ve zehir zemberek metni, suni bir yaşam, ödleklik ve sorumluluktan kaçışın kaynağı olarak gördüğü, taklide, uzlaşma ya ve kıskançlığa öfke kusar. "Kendinden başka hiçbir şey sana huzur getiremez. İlkelerin zaferinden başka hiçbir şey sana huzur getiremez." Bu keşif ve aslına dönüş (otantiklik) arayışının, Amerikan kültüründe, gerek "irade" hevesinin gücü, gerekse buram buram Kaliforniya tüten kendini gerçekleştirme özleminin şekillenmesinde çok büyük etkisi olmuştur
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.