Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nadir Bir Yaşam - CDC Sendromu ve Yolculuğumuz

Özge Yıldız

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Tüm bunları yaşamak ise gayet normal bence; hayat bu, acı da sevinç de yaşamaya dâhil.
Ve maalesef bizim çocuklarımızın sorunları çözülmüyor siz onların farklı olduğunu kabul ettiğinizde. Veya önüne koyulan engeller buharlaşıp uçmuyor farklı olduğu artık biliniyor diye. Okullar kapılarını sonuna kadar açıp idareciler, öğretmenler gülerek karşılamıyorlar onları. Gittikleri parkta anneler bir tebessümü layık görmüyor, çocuklar için sevinmiyorlar "farklı” bir çocuk onlarla oynamak istediğinde. Kısaca, onlara "özürlü, sakat" yerine "engelli" denmesi, toplumun "farkındalık" seviyesinin yükselmesi hiçbir sorunu çözmüyor. Zaten bu dünya için ideal olmayan bedenleri onlara yeterince sorun yaşatırken onların fark etmeye gerek olmayacak kadar çocuk olduklarını kabul edemeyen toplum da engelleri bir bir önlerine diziyor.
Reklam
Gerçekten fark etmeyi gerektirecek ne var? Onlara bakınca ne görüp hissediyorsunuz ki fark etmeniz gerekiyor? Parkta oynayan "normal" çocukları gördüğünüzde de onlara tek tek bakıp "fark ediyor" musunuz? Okul bahçesine girdiğinizde her çocuğu tek tek gözüne, burnuna, dişine, yürüyüşüne ve hatta konuşmasına kadar inceleyip "fark ediyor" musunuz? Etmiyorsunuz. Çünkü beyniniz sizi onlarda bir farklılık olduğuna dair uyarmıyor. O zaman siz beyninizi her çocuğun normal olduğu düşüncesiyle kodlarsanız, farklı olmanın her çocuğa has olabileceğini içtenlikle kabul ederseniz sizce yine fark etmeniz gerekir mi? Farkındalık taşımanız önemsenir mi?
Toplumda "Engelli bir çocuğun varsa son derece sabırlısındır." şeklinde bir kanı var. Bu söz yanlış sayılmaz ama bence yanlış varsayımlardan yola çıkarak söyleniyor. Evet, taşıdığımız sorumluluk biraz daha farklı; günlük işlerimiz içinde bir çocuğa gelişim görevlerini öğrenme fırsatı yaratmak da var. Aynca normal ailelerin takip etmek zorunda olmadığı sıkı eğitim çizelgeleri, terapi saatleri, yeni yaklaşımlar da bizim günlük rutinlerimiz. Ama biz bunların hepsini sabır ile değil, sevgi ve aşk ile yapıyoruz...
Özge Yıldız
Ve ne zaman siz kendinizi tüm hatalar, eksikler, yaşanmışlıklar, olduramadıklarınızla kabul edip seversiniz işte o zaman kabul ve uyum aşamasına geçişiniz kendiliğinden gelecektir.
Alka YayınlarıKitabı okudu
Sabır, özel çocuğunun genetik olarak tanısı yeni konduğu zamanlar çevrendeki insanların "Bence düzelir." sözlerine kafa sallamaktır. Sevgi ise genetik tanısına sebep olan kedi mırıldanmasını her çıkardığında bile sevimli bulmaktır. Sabır, parkta, hastanede, yolda, sokakta, markette çocuğunu inceleyip inceleyip de bir karara varamamış
Reklam
Özge Yıldız
Sonra ne mi oldu? Zaman geçti üstünden. Zaman denilen ilacın çare olmadığı şey yok sanırım. Ateş yandı, yandı, yandı. Alevler azaldı, azaldı, azaldı ve bitti. Geriye kalan kordu. O da kendini için için yaktı, yaktı, yaktı. Sonunda kazan soğudu, korlar da kül oldu. Yanan yerlere de zaman merhem oldu. Yaralar geçti de izi kaldı.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.