Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nadir Şah-ı Avşar

M. R. Arunova

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Nadir takip eden dört yıl boyunca da Osmanlı sarayına sultana bu taleplerini kabul ettirmeye çalışmaları talimatıyla elçiler göndermeye devam etti. Sultan, gönderdiği mektuplarda Red kararıyla ilgili özürler beyan ederek tavrında bir değişiklik olmadığını bildirdi. Nadir ise gönderdiği cevabı mektuplardan birinde asıl amacının Osmanlı ile dostluğunu pekiştirmek olduğunu, ama bunun için sultanın Caferi mezhebini beşinci Sünni mezhep olarak kabul etmesi gerektiğini bildiriyor, fakat Türk tarafı talebi Red kararı vermekle iki tarafı ebedi düşmanlığa itiyordu.
Sayfa 123 - selengeKitabı okudu
Nadir tarafından İstanbul'a gönderilen elçilik heyeti de Osmanlı ile şu şartları içeren bir anlaşma imzalanacaktı: 1. Şahın gönderdiği Şii elçilik heyetinin temsil ettiği Caferilik, Osmanlı sultanı tarafından beşinci mezhep olarak kabul edilecek; 2. Kabe'de Caferiler için beşinci bir mahfil oluşturulacak; 3. İranlı hacılar Mekke'de emir-i hac rehberlik edecek. ....... ....... Türk elçilik heyeti, burada Osmanlı sultanının mektubunu Nadir'e sundu. Osmanlı sultanı, mektubunda, Nadir'in ileri sürdüğü dini şartların kabul edilemez olduğunu belirtiyordu.
Sayfa 122 - selengeKitabı okudu
Reklam
Vakıfların müsadere edilmesinden sonra Nadir Şah, eğer halkın din adamlarına ihtiyacı varsa, onları kendi cebinden beslemek zorunda olduğunu açıklamıştı.
Sayfa 104 - selengeKitabı okudu
1736'daki Mugan kurultayında Nadir Kuli-han toplanan beylere tahta çıkışı için elzem olan şu üç şartı ileri sürmüştü. Bu üç şartta ilki, tahtın miras yoluyla Nadir'in torunlarına geçmesiyle, ikincisi ise beylerin Safevi prenslerinin tahtta hak iddia etme taleplerini reddetmeleriyle ilgiliydi. Üçüncü şart, Şii tebanın Şiilikten vazgeçerek yalnızca İslamı kabul etmeleri ve yeni Caferiliği beşinci Sünni mezhep olarak benimşesenleri idi.
Sayfa 102 - selengeKitabı okudu
Hanway'in kaydına göre Nadir, önünde sonunda, İran ile Osmanlı İmparatorluğu'nu birleştireceği ümidindeydi.
Sayfa 125Kitabı okudu
1743'de Nadir-Şah tarafından düzenlenen dini tartışmada Şii ulema Şiiliği lanetleyerek iki mezhebin (Caferilik ve Sünnilik) birleştirilmesi gerektiğine vurgu yaptıkları gibi , Nadir'in dini reformalarına övgüler dizdiler. Ama aslında İranlı ulemanın temsilcileri önceki tutumlarımdan en ufak bir değişim sergikemedikleri gibi, ısrar ve inatla Şii görüşü savunmaya devam ettiler. Mecliste mollabaşı ile Osmanlı devletinin temsilcisi olarak tartışmaya devam edilen Arap asıllı Süveydi arasında geçen tartışma da buna şahitlik etmektedir. Şii ulema, bu dini tartışmaya önceden belirlenmiş rolünü oynamak zorunda olduğu bir komedi olarak bakıyordu.
Sayfa 104 - selengeKitabı okudu
Reklam
Nadir-şah'ın bizzat çağdaşı olan yazarlar, onundin konusunda açıkça kayıtsız olduğuna şahitlik etmektedirler. Saraytabibi Basin, şahım nasıl bir dini inanca sahip olduğuna hüküm vermenin çok zor olduğunu, şahın çok yakınında bulunan kişilerin onun dinsiz biri olduğunu belirttiklerini kaydetmektdir. Hanway'in belirttiğine göre Nadir-Şah her iki mezhebe de (Sünnilik ve Şia) kayıtsızdı.
Sayfa 120 - selengeKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.