Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazi İşgalinde Sovyet Kadınları

Svetlana Aleksiyeviç

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
«Her iki ayağınızdan mı yaralanmıştınız?» «Evet, her ikisinden de. Takma bacak kullanıyorum. Bacaklarımı ormandayken kestiler. Ameliyat en ilkel koşullarda gerçekleşti. Beni bir masaya yatırdılar, tentürdiyot bile yoktu, her iki ayağımı da bir odun testeresiyle kestiler... Ben masada yatarken, altı km ötedeki bir müfrezeye adam gönderdiler ve tentürdiyot istettiler. Uyuşturucu yoktu. Uyuşturucusuz ameliyat edildim.
Sayfa 262 - Evrensel Basım Yayın, 1. Baskı: Kasım 2002 | Partizan; Fekla Fiyodorovna Struyi
Bir erkek cepheden döndüğünde ise kahramandır artık. Ne üstün bir genç adammış derler. Ama bir kız cepheden döndüğünde, "Biz senin orada neler yaptığını biliyoruz!.." diye karşılanır. Ve bir erkek o kızla evlenmek istediği zaman oğlanın ailesini bir düşüncedir alır. Acaba oğulları bu kızla evlenmeli mi yoksa evlenmemeli mi? Gerçeği söylemek gerekirse, çoğumuz cephede savaştığımızı sakladık, insanların bunu bilmesini istemedik. Herkesin evlenmek isteyeceği sıradan kızlar olmak istiyorduk.
Sayfa 239 - Evrensel Basım Yayın, 1. Baskı: Kasım 2002
Hepimiz savaştan sonra, bunca çekilenlerden, bunca gözyaşından sonra her şeyin çok güzel olacağını düşünüyorduk. Herkes birer iyilik meleği olacak ve birbirini sevecek sanıyorduk. Çünkü herkes büyük acılar yaşamıştı. Savaş hepimizi kardeş yapmıştı. Kız, erkek... O günü, zafer gününü nasıl da bekliyorduk... Gerçekten de betimlenemez güzellikteydi. İnsanların yüreklerinde yaşadıklarını doğa bile duyumsamıştı. Ya insanlar? Şimdi bile kötü, yalnız kendileri için yaşayan bencil insanları gördüğümde anlayamıyorum. Bu hale nasıl geldik bilemiyorum.
Sayfa 155 - Evrensel Basım Yayın, 1. Baskı: Kasım 2002
Yeraltında mücadele eden Mariya Vasiliyevna Jloba
İlk Nazi askerini gördüğümde dilim tutuldu. Tek kelime konuşamadım. Topluca yürüyorlardı. Gençtiler, keyifliydiler ve sırıtıyorlardı. Bir çeşme ya da bir pınar gördükleri her yerde duruyor ve ellerini yüzlerini yıkıyorlardı. Her taraf kan içindeydi. Çığlık seslerinden durulmuyordu... Buna rağmen onlar sanki normal bir ortamdaymışlar gibi pantolon paçalarını ve ceketlerini sıvayıp yıkanmayı sürdürüyorlardı...
Sayfa 50 - Evrensel Basım Yayın, 1. Baskı: Kasım 2002
Reklam
Cehennem dehşetini yaşarken insanlığını yitirmeyen, kuşları, hayvanları, ağaçları kısacası yaşayan tüm canlıları da düşünme ve onlar için kaygılanma gibi duyguları koruyabilen insanları yenmek mümkün müydü? Bu insanlar onlara yardım ettiler, sıkıntılarını hafifletmeye çalışıp acılarını paylaştılar. Düşman bozguna uğratıldığında aldıkları esir ya da yaralıyı affetmesini de bildiler. Yalnız affetmeyi değil, yaralarını sarıp, tedavi etmeyi de. Bunda ne var demeyin. Şimdi, yani barış zamanı bu tür duygular anlaşılabilir. Ama yurdunuz ateşe verilmişken ve arkadaşlarınız öldürülüyorken bu o kadar kolay değildi. Zaten bu kadınlar bu olayları sanki çok doğalmış gibi anlatıyorlardı.
Sayfa 128 - Evrensel Basım Yayın, 1. Baskı: Kasım 2002
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.