Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

''Sevdayım Tepeden Tırnağa''

Nazım Hikmet'in Aşkları

Emin Karaca

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ben sensiz de yaşarım ama seninle bir başka yaşarım..
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,  belini sarmayalı,  gözünün içinde durmayalı,  aklının aydınlığına sorular sormayalı,  dokunmayalı sıcaklığına karnının. Yüz yıldır bekliyor beni                      bir şehirde bir kadın. Aynı daldaydık, aynı daldaydık.  Aynı daldan düşüp ayrıldık.  Aramızda yüz yıllık zaman,                         yol yüz yıllık. Yüz yıldır alacakaranlıkta                     koşuyorum ardından. 
Reklam
« "Ve günlerden bir gün, 1948'de, kuzenim Münevver, hapisaneye ziyaretime geldi. Bir güzellik girdi içeri. Üzerinde Fransız parfümlerinin kokusu... Bir taşra hapisanesinde bunun ne demek olduğunu tasavvur edebiliyor musunuz? Kendine güvenli şen şakrak bir kadın! Afalladım ve... anlıyorsunuz ne oldu. O sırada on yıldır hapisteydim artık... aşağı yukarı böyle bir şey... Dünya serbest bırakılmamı istiyor, tüm dostlar, hükümetin yelkenleri suya indireceğinden ve salıvereceğinden yüzde yüz eminler ve biz, Münevver'le birlikte yaşamaya karar verdik." Bundan sonra, yazacağı sevda şiirlerinin öznesi kadının adı artık, 'Münevver' olacaktı. Bu konuda bilinen ilk şiiri, '1944' tarihli 'Sen' di. ' Sen esirliğim ve hürriyetimsin, çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin, sen memleketimsin. Sen ela gözlerinde yeşil hareler, sen büyük, güzel ve muzaffer ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin...'»
Sayfa 52 - Cumhuriyet GazetesiKitabı okudu
« Yıllar önce hapishaneden yazdığı mektubunda, bir başka aşk anlayışını şöyle anlatacaktı Nâzım Hikmet: " (...) Mesela ben 45 yaşımı bitirdim. Ama her gün biraz daha aşık oluyorum. Karımdan, sanattan, tabiattan, insanlardan, idealizmden tut da kanaryama kadar her şeye dolu dizgin aşık oluyorum. Ve çok şükür aşığım. Bu aşk mistik manada filan değil. Her birine ayrı ayrı pratik tezahürleriyle faal bir aşk... Bana öyle geliyor ki, bir tek insana, yüz milyonlarca insana, her tek ağaca, bütün ormana, tek bir düşünceye, fikre, birçok düşünceye ve fikre aşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir. "»
Sayfa 74 - Cumhuriyet GazetesiKitabı okudu
Nâzım Hikmet, Münevver Hanım'la aşklarının ikinci yılında yaşanan bu krizi şöyle ankatacaktı yıllar sonra: 'Kocasından ayrılacağına yemin etti, evli ve bir kız annesiydi. Kızını alacak, kocasını bırakıp gelecekti bana. Ve ansızın hükümet benim için af çıkarmaktan caydı... Ve Münevver bir pusula göndererek, kocasının bırakmasının imkansız olduğunu bildirdi. Kızıyla ilintili biçimsel bir neden ileri sürüyordu, o kadar... İşte gerçek bir darbe oldu benim için! Ondan nefret ediyordum o sırada. Ve açlık grevine başlayacağımı ilan ettim. Böylece öç almak istiyordum ondan. Korkunç bir ihanetti bu! Allah kahretsin! Greve başladım! Tüm dünyada siyasal amaçlı bir davranış olarak anlaşıldı bu. '»
Sayfa 57 - Cumhuriyet GazetesiKitabı okudu
en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı.
Reklam
« vedasından sonra, en son şiirini de yine 'Vera' ya yazdı: ' Gelsene dedi bana Kalsana dedi bana Gülsene dedi bana Ölsene dedi bana Geldim Kaldım Güldüm Öldüm.'»
Sayfa 75 - Cumhuriyet GazetesiKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.