Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kafkasya Aydınlık Günlerini Arıyor

Neredesin Prometheus

Cem Kumuk

Neredesin Prometheus Sözleri ve Alıntıları

Neredesin Prometheus sözleri ve alıntılarını, Neredesin Prometheus kitap alıntılarını, Neredesin Prometheus en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dudayev'in ezbere okuduğu Lermontov şiiiri
Vahşidir bu vâdilerin kavimleri, Tanrıları özgürlük, Yasaları savaştır. Orada düşmanı yok etmek suç değil Dostluklar gerçektir, Ama ... daha da gerçeği intikamdır. Orada iyiliğe iyilikle, Kana kanla karşılık verilir, Ve... Nefret de aşk gibi ebedîdir.
Adige bayrağının tasarımcısı David Urquhart (Dautbey)
İngiliz Dış İstihbarat Ofisi'nin bir ajanı ve kendisini özellikle bu konuya adamış, genç, heyecanlı ve hayalperest bir yapıya sahip olan David Urquhart 1834 yılında Çerkesya'ya gitti. Bir süre Kafkasyalı Dağlılarla beraber yaşayan Urquhart, onların yaşam biçiminden çok etkilendi ve yaşamı boyunca sadık bir destekçisi olarak kaldı.
Reklam
Prometeus, Yunan mitolojisinde kötü tanrılardan aydınlık ve özgürlüğü simgeleyen ateşi çalarak halka veren ve bu yüzden kö­tü tanrıların gazabına uğrayan, yakalanıp Kafkaslar'ın zirvesinde zincire vurularak, ciğeri kartallara parçalattınlan bir figürdür. Benzer bir figür Kafkas halklarının mitosunda Nart efsaneleri içinde Savsuriko figürü olarak ortaya çıkar. llginç olan, her iki karakterin de Kafkas coğrafyası ile ilintili olmasıdır. Büyük ihti­malle bu figürler Kafkas insanının aydınlık günlere çıkma ve öz­gürlüğe açlıklarının efsanevi vücutlarda can bulmasıdır. Tarihte meydana gelmiş münferit olaylar bir anda ortaya çık­mamışlardır. Her tarihi olay bir sebebin sonucu olduğu gibi, ile­ride meydana gelecek olayların da sebebi olma özelliği taşır.
Gazavat-Şeyh Mansur
Şeyh Mansur; 1760'larda fakir bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Gençliğinde hayatı çobanlık yaparak geçti. 1783'te bir şeyh ve imam olarak ilan edildi. İnsanlar Mansur'un Tanrı ve O'nun peygamberi tararından kendilerini kur­tarması için gönderildiğine inandılar.
Rus ordusundaki Lehler
1795'te Polonya'nın büyük devletler tarafından paylaşılıp en büyük parçanın Rusya'ya verilmesi Lehlerde Rusya'ya karşı düş­manlık duygularını kamçıladı. Rusya'ya karşı düşmanlık Lehler­le Kafkasyalıları birbirine yaklaştırdı. 1830'daki Polonya ayak­lanmanın basnrılmasının ardından Rusya yaklaşık 10.000 Polon­yalı asker ve subaydan oluşan özel birlikler meydana getirdi. Bü­yük bölümü Kafkas cephesine gönderilen bu asker ve subayların yanı sıra Polonyalı politik muhalifler de zorunlu askerlik hizme­tine mahküm edilerek Kafkasya'ya gönderildiler. 1840 yılına ge­lindiğinde Rusya'nın Kafkas Ordusu'nda yer alan Polonyalıların tahmini sayısı 25 ila 30.000 arasındaydı. Bunlar değişik zaman­larda, değişik yer ve işlerde kullanılmışlardı. Doğu Kafkasya'da­ki Polonyalılar arasında firar edenlerin sayısı ciddi boyutlarday­dı. Rus askerleri arasında da firar oranı çok yüksekti. Bu firari­ler ya dağların yüksek kesimlerine ya da İran'a kaçıyorlardı. Ba­zıları da Şamil'e sığındılar.
İmam Şamil'in karizmatik kişiliği ve disiplini altında büyü­yen Mürit hareketi Kafkasyalıların bağımsızlık mücadelesine ye­ni bir boyut kazandırdı. Çok kısa bir süre içinde Doğu Kafkasya Bölge Devlet formatı içinde otuz yıl boyunca hüküm süren Şa­mil'in imamlığı altında birleşti. Batıdaki Adiğe, Vubıh ve Abhaz­lar Mürit hareketine katılmadılar ama bağımsızlık savaşını sür­dürdüler. İslamiyet, Rus kuvvet merkezlerinden gelen baskıya karşı insanları harekete geçiren bir unsur olmuştu. Rusya, aske­ri gücünün ana kütlesini, ancak Osmanlı imparatorluğu ile ara­sındaki savaşı kazandıktan ve Polonya'daki ayaklanmayı bastır­dıktan sonra Kafkasların fethi planına yönlendirebildi. Rusya, Gürcü Askeri Yolu üzerinden, Dağıstan dağlarının bau yönünde bütün köyleri teker teker işgal ederek sistematik bir şekilde iler­lemeye başladı.
Reklam
Kafkasya ile Trans-Kafkasya, yani Kafkas ötesi kav­ramları birbiriyle karıştırılmaktadır. Bugün Gürcistan, Azerbay­can ve Ermenistan'ın bulunduğu coğrafya Transkafkasya, yani Kafkas ötesidir. Kafkas dağ silsilesinin kuzey tarafı ise Kafkas­ya'dır. Bu ayrıntı altı çizilecek kadar önemlidir.
Büyük Kabardey Prensi Temrük, Kırım han­larının baskısından kurtulmak için 1577 yılında Ruslarla işbirli­ği yaptı ve bu işbirliğinin uzun ömürlü olması için kızı Goşevu­nay'ı Çar İvan ile evlendirdi. Bu evlilik ve işbirliği Rusya ile Kı­rım hanlarının saldırılarına karşı geniş kapsamlı bir ittifak olsa da Rus tarihçileri bu tarihi olayı çarpıtarak Kabardey Prensliğinin Rus Çarlığı’na gönüllü ilhâkı olarak kabul ederler.
Şetkala adı unutturuldu Stavropol (Haç'ın şehri) adı verildi
1700'lerde Rusya, Kafkasların kuzeyindeki Şetkale (Stavro­pol) bölgesine kadar inmişti. Kazaklar sistematik şekilde Kafkas­yalıların yerleşim birimlerine saldırırken, Dağlı halkların şiddet­li karşı saldırıları sıradan olaylar haline gelmişti.
Kafkasya'nın halkları:
Osetler Alan, Kumuklar Hazar, No­gaylar da Altın-ordu soyundan geldiklerini iddia ederler. Arap ve Pers hanedanları da çeşitli kültürler üzerinde izler bı­rakmıştır. Bunlardan hiçbirine bağlı olmayan Adıge, Abhaz, Vu­bıh, Çeçen, Avar, Lezgi, Dargi ve Lak gibi yerli Kafkas halkları, yerli olmanın kendilerine verdiği ayrıcalıklı konumdadır.
Reklam
Ruslar imzaladıkları antlaşmaya sadık kalmadılar ve Kabardey bölgesine yönelik kolonizasyon hareke­tine· devam ettiler. Bu, Kabardey feodalleri ile Rusların arasında­ki iyi ilişkilerin de sonu demekti. Kabardeyler direndiler ama di­renişleri kolayca kırıldı ve Kabardey toprakları Rus kontrolüne girdi. Bunun sonucunda büyük bir Kabardey nüfusu Kuban Nehri'nin öteki yakasına göç ederek diğer Çerkes boyları ile ka­rıştılar. Rusya'nın güçlenip güneye inmesiyle sınırları tehlikeye gire­cek olan Osmanlı ve Pers imparatorlukları, Uzakdoğu'daki sömürgecilik faaliyetleri zarar görecek olan İngiliz ve Fransızlar çok rahatsız olmuşlardı. Bu devletler için Rusya'yı durdurmanın yolu, Kafkasya halklarına nüfuz edip onları Rusya ile savaşa kışkırtmaktan geçiyordu. Bu arada ele geçirilen verimli topraklara Rus göçmenlerinin yerleştirilmesi yüzünden Kazak otlakları daraldı ve ayaklanmalar oldu. Ayaklanan Kazaklar Kuban ve Terek'e yerleştirildi. 1763'te Mozdok (Mezdegu - Sağır Orman) Kalesi yapıldı ve 1777-1780 yıllarında Mozdok'tan Azak Kalesi'ne kader müstahkem kaleler­le çevrili bir hat oluşturuldu. Mozdok'ta bir kilise yapıldı ve Osetler arasında Hristiyanlığı yaymak için misyonerler gönderil­di. Rusya 1763-1793 yılları arasında Kafkaslar'ı boydan boya kateden bir istihkam hamnın inşasını tamamladı. Günümüzde bölgedeki bütün yerleşim birimleri o dönemde yapılan bu hattın kaleleridir.
Bunların dışında bütün askerlerde bulunan yegane silah ünlü Kafkas kamasıydı. Hangi taraftan olursa olsun bütün erkek nüfus savaşa katılmak zorundaydı. Bu bir onur meselesiydi. Todorski anılarında Dağlıları ( Çerkes’leri ) savaşçı doğmuş, özgürlük tutkunu, gururlu ve intikam ateşiyle yanan insanlar olarak nitelendiriyor.
Sayfa 158 - AlfaKitabı okudu
Bu insafsız bir eleştiri
«Kafkasya halklarının yaşadığı tecrübeler, yayılımcı güçlerin savaş alanlarında ve masa başında uyguladıkları yöntemlerin an­laşılması bakımından çok çarpıcı bir ibret tablosu oluşturur. 19. yüzyıl sonlarında Kafkaslar'da Rus varlığına tahammül edemeyen ve Kafkasya halklarını kışkırtan lngiliz politikası, 20. yüzyılın başlarında Bolşevik tehdidi karşısında Rus milliyetçilerini Kaf­kasya halklarına karşı destekler hale gelmiştir. Bu paylaşım sava­şında kazanmaktan öte, elindekileri kaybetmemenin derdine dü­şen Osmanlı lmparatorluğu, egemenlik hakkının bulunmadığı bubtopraklar ve insanlar üzerinde Rus İmparatorluğu ile masa başın­da anlaşarak milyonlarca insanın topraklarından sökülüp sürül­mesine aracı olmuştur.
İngiltere'nin Kafkasya'daki Rus varlığına karşı tedirginlik duy­maya başlaması 1829'lara kadar uzanır. İstanbul'daki İngiliz elçisi Lord Ponsonby 1834'ten itibaren Çerkeslerle Ruslar arasındaki savaşa ilgi duymaya başladı. Lord Ponsonby, merkez hükümet nezdinde Rusların Kafkasya üzerin­deki planları ve Çerkes sorununa dikkat çekmeye çalıştı ve hükümet­ten Çerkesya'nın bağımsızlığının resmi olarak tanımasını istedi. Bu girişimler sonucunda İngiliz parla­mentosundaki Rus sempatizanları ile Kafkasya'nın Rus kontrolüne geçmemesi için mücadele eden Os­manlı sempatizanları arasında çe­kişme süreci başlamış oldu. Pon­sonby'nin 8 Eylül 1834 tarihli yazı­sından alınan bir alıntı kendisinin bu konudaki tavrını net bir biçimde ortaya koymakta: "Parlamentonun vakit kaybetmeksizin Kafkasya'nın politik du­rumu ile ilgili eksiksiz bilgilendirilmesi çok önemlidir. Bu konuda ısrarcı olmam için çok geçerli sebeplerim mevcut. Sen konuyla ilgi­li bir yazı hazırlarsan ben bir rapor halinde gönderirim. Ruslara karşı direnme arzu ve gücü Kafkasyalıların içinde bulunduğu yaşam koşullarından kaynaklanıyor. Benzer bir çabanın Kafkasyalıları desteklemek adına İngilizler tarafından verilmesindeki zorluk ve fır­satların özellikle altını çizmeni istiyorum. Sana önerdiğim bu hare­ketin bir an önce yapılması ve halkın dikkatinin çekilmesi gereği hakkındaki görüşüm için bana güvenebilirsin. Bu kesinlikle özel bir yazışma kapsamında değil bir rapor halinde dağıtıma girmelidir. "
Kafkasya'nın işgal­lerle dolu tarihi içinde kısa bir gezinti yapmakta fayda var; Kaf­kas dağ silsilesi Mezopotamya'nın şehir medeniyetleri ve bunla­rın güneyinde bulunan ticaret merkezleri ile kuzey steplerinin göçebe kültürleri arasında bir duvar vazifesi görmekteydi. İskit, Sarmat ve Pers kavimlerinin birbirleriyle yer değiştirerek dağlara girmeleriyle Kafkasya tarihinde hareketlenme başladı. En güçlü Sarmat kavimlerinden biri olan Alanların bazı boyları bölgede yerleşti ve yerli halkla karıştılar.
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.