Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türlerin Kökenine Güncel Bir Bakış

Neredeyse Bir Balina

Steve Jones

Neredeyse Bir Balina Gönderileri

Neredeyse Bir Balina kitaplarını, Neredeyse Bir Balina sözleri ve alıntılarını, Neredeyse Bir Balina yazarlarını, Neredeyse Bir Balina yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İsrail'de yaşayan kör köstebek sıçanı derisinin altına gizlenmiş gözleriyle bütün memeliler içinde en küçük gözleri olandır. Beynin görme ile ilgili parçası da alabildiğine küçülmüştür. Ancak bu organ ne denli işlevsizleşse de hala bir gözdür. Hiçbir şey göremediği bir yaşam alanında bile görme işleminin kalıntısını korumuştur. Bazı göz sinirleri beynin görme merkezine değil, beslenme ve cinsellik işlevlerinde görev alan hipotalamus gider. Yalnızca 3 saniyelik aydınlanma beyin saatini çalıştırmaya yeterlidir ve köstebek sıçanları oyuklarından çıktığında göz kapaklarından geçen yeterli ışık ona içinde bulunulan günün uzunluğunu ve yılın bu döneminin üreme zamanı olmadığını anlatır. Bu kör gözlere hasar verilirse, hayvanın yaşam ritmi bozulacaktır.
Sayfa 202Kitabı okudu
Tütün tomurcuk kurtçuğu, nikotini parçalayabilir. Tek bir yaprağını yenilmesi durumunda bir insanı öldürebilecek ölçüde zehirli olan tütün bitkisi, bu kurtcuğun besin maddesi durumuna gelmiştir.
Sayfa 195Kitabı okudu
Reklam
Tadı güzel pek çok kelebek, akraba olmayan zehirli türlerin parlak uyarıcı desenleri neredeyse tümüyle taklit ederek, avcılarına karşı koruma kazanırlar. Acaba bu kamuflajı donanan ilk ataları, bu yanıltıcı görünümü kazanmaya doğru ilk adımı nasıl atmışlardır? Lezzetli bir böceği daha kolay görünür kılan bir gen, zamanla yeni bir koruma formu yaratsa da avantajlı olamaz. Böceklerin bu ölüm vadisini nasıl geçtiği, büyük bir sıçramayla, tek bir genin onları yolun büyük bölümünde arkadan hızlı biçimde itmesiyle mi, yoksa küçük değişimlerin tamamıyla rastlantısal olarak bir araya gelmesiyle mi, açık değildir. Açık olan şeyse, ara formlarının hem kamuflaj kazanmış atalardan hem de kendilerinin sahtekar torunlarından daha beceriksiz oldukları için yok olduklarıdır.
Sayfa 187Kitabı okudu
Herhangi bir işte olduğu gibi yaşam da ürünlerin çeşitlendirmek zorundadır, aksi halde başarısızlığa uğrayacaktır. Sonuç olarak evrimin ürünleri, kapitalizmde farklı gruplar arasındaki pazar için verilen mücadelede olduğu gibi, aynı yer için amansız bir yarışmaya girer. Eğer yavrular ana babalarını yakalayıp geçerse, ana babaların yaşayacak yeni bir yer bulmak ya da ölmek dışında seçenekleri yoktur.
Sayfa 156Kitabı okudu
Dünya neredeyse ağzına kadar canlı yaşamla doludur. Yeni türler var olabilmek için kendilerinden öncekilerin bir bölümünü kenara etmek zorundadır, er ya da geç kendi sırası gelip yok edilene değin. Hayatta kalmayı başaran çok az tür, eski çağların kalıntısı olarak varlığını ssürdürür. Akciğerli balıklar ilk kez 400 milyon yıl önce ortaya çıktı. bunlar karşılaştıklara koşullara uyum göstermesini başaran aktif ve çeşitlilik gösteren gruplardır. Ailenin küçük bir dalı, omurgalıların denizden karaya geçişinde önemli bir rol oynadı. Daha sonra, birden beri akciğerli balıkların evrimi yavaşladı. buna karşılık çevrelerindeki diğer omurgalıların sayısından patlama yaşandı. şimdi geriye yalnızca yarım düzine çeşit kaldı. Bunlar Afrika, Güney Amerika ve Avustralya'nın bazı gölleri ve ırmaklarında, yılın çoğunda çamur içinde gömülü biçimde kasvetli bir yaşam sürüyorlar. Onlar, yitip gitmiş olan bir evrenin kalıntısı, yaşayan fosillerdir.
Sayfa 151Kitabı okudu
Uganda'da 1930'lu yıllarda hemen her erkek filim, üremedeki mükemmelliğin evrimsel ifadesi olarak fildişleri vardı. Altmış yıl sonra kaçak avlanan fildişi avcıları hayvanların sayısını oldukça azalttı, özellikle daha büyük risk altında olan büyük dişlere sahip olanları. Bugün gelinen noktada, dişlerin avcıları cezbetmesinin olumsuz etkisinden ötürü erişkinlerin üçte birinin dişi yoktur.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Britanya'da ise en önemli evrim güveler arasında yaşanmıştır. o yıl manchester'da sarı gri renkteki güveler arasında siyah bir forma rapor edildi. darwin'in öldüğü 1882 yılında siyah renkli ola, britanya'nın sanayileşmiş bölgelerinde en yaygın form durumuna gelmişti. Koleksiyoncular bir şeyi fark etmekte geç kalmadılar: "Büyük fabrikanın bulunduğu ve bunların sayısız bacalarından her gün büyük miktarlarda isim atıldığı, atmosferin zararlı gazlarla kirletildiği son 50 yılda büyük kentlerin bulunduğu bölgelerde gri sarı renkli güveler olağanüstü değişimlere uğradı. Beyaz renk tümüyle yok oldu ve kanatlar tamamen siyah renk aldı.
Sayfa 122Kitabı okudu
Bir geyik yaprak yediğinde yapraktaki besinin onda birinden azını alabilir. Geyikle beslenen aslanda durum daha iyidir. yine de avdaki besin değerinin yarısından fazlası boşa gider. Zincirde bulunan çok sayıdaki bağlantı, tepede olanlar için çok az şey bırakır. Bu nedenle evrim, mavi balinaları ya da aslanları avlayarak beslenen bir hayvanı ortaya çıkartamamıştır.
Sayfa 113Kitabı okudu
Şilide kimileri Kolomb zamanında yaşama başlayan güneyli kayın ağaçların oluşturduğu geniş ormanlar vardır. Kilometreler boyunca toprağı aynı çeşit ağacın yaklaşık aynı boylardaki bireyleri kaplar. Kayın ağacı ormanları, ilk bakışta dünyada var olabilecek en huzurlu ortam gibi görünür. Oysa durum hiç de böyle değildir. Bu ağaçların dalları onlarca metre ve güneş ışığının büyük bölümünü toprağa ulaşmasını engeller. Bu dalların altında çok az canlı çeşidi yaşayabilir -kayın ağaçlarının fideleri de içinde olmak üzere. Bu nedenle çoğu bölgede genç kayın bireyleri var olamaz. Bu durum çok uzun süredir varlığını sürdüren bir orman için garip görünür. Yaşlı ağaçların ölmesiyle oluşacak boşlukların yokluğunda kayın ağaçlarının çoğu için üreme şansı çok azdır. Bütün kayın ağaçlara bu 5 yüzyıllık varlığın içinde sayısız tohum bıraksa da bunlardan çok azı başarılı olmuştur.
Sayfa 110Kitabı okudu
Eğer yük veba savaş ya da kıtlık nedeniyle bir grup genin diğerlerinin yok olma pahasına varlığını sürdürmesi ile azalırsa, bir halk için ya da türler için evrim geçirmekten başka seçenek yoktur. Darwin, değişim üzerine kurulu bir teori gördü: yaşamak için verilen mücadele sırasında, herhangi bir değişim, bireyin doğayla olan karmaşık ilişkisinde küçük de olsa bir avantaj sağlıyorsa, korunma ve sonraki kuşaklara aktarılma eğilimindedir. Herhangi bir tür uyum gösterme yeteneği göstermekte başarısız olduğunda ise yok olanların mezarlığında yerini alması kaçınılmazdır.
Sayfa 104Kitabı okudu
225 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.