Nerval'in Hayatı

Theophile Gautier

Nerval'in Hayatı Quotes

You can find Nerval'in Hayatı quotes, Nerval'in Hayatı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hüzünlü bir ocak sabahında, uğursuz haber Paris'e yayılana on iki yıl oldu. Gri ve soğuk bir şafağın ilk ışıklarıyla, Vieille-Lanterne Sokağı'nda Edgar Poe'nun kuzgunu gibi "Never, oh! Never more!" diye gaklayan tanıdık bir kara karganın uğursuzca sıçrayarak ilerlediği merdivenin basamaklarında, kanalizasyon mazgırının önünde, mahzen penceresinin parmaklıklarına asılı bir ceset bulunmuştu. Bu ceset, şaşkın, gözlerimiz yaşlı, Morgue'un arka odasındaki yapışkan taşlar üzerinde teşhis etmeye gittiğimiz, ortaokuldaki çocukluk arkadaşımız, La Presse'de meslektaşımız, iyi ve özellikle de kötü günlerimizdeki sadık dostumuz Gérard de Nerval'in cesediydi. Ceset kadar soluktuk. Bu meşum görüşmenin sadece anısı bile hâlâ tenimizi ürpertiyor.
Arka kapaktan (n.p.m)
19. yüzyılın, yolu bu topraklardan geçmiş, gözü sözü bu coğrafyaya değmiş değinmiş iki güzide Fransız yazarı, aynı zamanda iki sıkı dost. Paris'in bugün artık var olmayan Vieille Lanterne Sokağı'nda kendini bir mahzenin penceresine asarak intihar eden
Gérard de Nerval
Gérard de Nerval
'in ölümünden yıllar sonra yazılmış bir portre. Nerval'in gölgede kalan yönlerini ifşa eden bu metin,
Charles Baudelaire
Charles Baudelaire
'in
Kötülük Çiçekleri
Kötülük Çiçekleri
'ni adadığı
Theophile Gautier
Theophile Gautier
'nin ne denli usta bir kalem olduğunu gösteriyor aynı zamanda.
Reklam
Faust tercümesi vesilesiyle, yarı tanrı Weymar'dan bir mektup almıştı; özenle saklıca mektup da şöyle yazıyordu: "Kendimi hiç sizi okurkenki kadar iyi anlamamıştım." İltifat olsun diye söylenmiş boş bir lakırdı değildi bu. Gérard'ın üslubu, fikrin ve sözün karanlıklarına ışık tutan bir lambaydı. Onunla Almanca, renginden ve derinliğinden hiçbir şey kaybetmeden, tüm berraklığıyla Fransızcaya dönüşüyordu.
Nöbet geçtikten sonra tamamen kendisine gelirdi ve kenevirin ve afyonun hayalciliğinden bin kat daha yüce olan bu sanrılarda gördüklerini harikulade bir şiir ve belagatle anlatırdı. Bir stenografın, hezeyanın itirafından ve bulanık anımsamalarından çok, balözüyle sarhoş olmuş bir tanrının kozmogonik düşlerini andıran bu şaşırtıcı hikayeleri yazmamış olması çok üzücü.
Onun için aynı yerde durmak bir azaptı. Kanatlanmış ruhu alçaktan uçuyor gibi görünen bedenini beraberinde sürüklerdi. Rüyasının desteğiyle sanki gerçekliğin üzerinde uçuşuyor gibiydi.
Melankoli umarsızlığa, yorgunluk buhrana dönüşür.
Reklam
Hiç kimse gündüz ve gece yaşadıklarımızı onun kadar birbirine katamazdı. Onun için rüyanın eylemden hiçbir farkı yoktu. Hayal ne gerçek ne, bu ayrımı böyle böyle kaybetti ve akıl mertebesinden, insanların delilik dedikleri mertebeye, kim bilir belki de yalnızca ruhun daha ulvi ve daha latif olduğu için, gözle görülmeyen ilişkileri, fark edilmemiş rastlantıları algıladığı, maddi gözlerin kaçırdığı manzaralara mazhar olduğu bir ahvale geçti.
…başkaları ışığı ararken Gerard özenle gölgeleri arardı. Seçkin ve narin tabiatı, ince ve ölçülü yeteneğiyle, gizeme bürünmeyi severdi.
"kendimi hiç sizi okurkenki kadar iyi anlamamıştım."
Sayfa 15
Başkaları ışığı ararken Gérard özenle gölgeleri arardı. Seçkin ve narin tabiatı, ince ve ölçülü yeteneğiyle gizeme bürünmeyi severdi.
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.