Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Niçin İntihar

Pınar Çekirge

Niçin İntihar Gönderileri

Niçin İntihar kitaplarını, Niçin İntihar sözleri ve alıntılarını, Niçin İntihar yazarlarını, Niçin İntihar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ben böyle seviyorum: Zerafetini, gaddarlığını, inceliğini, kabalığını, olduğun şairi, olmadığın erkeği seviyorum. Bir zamanlar çocuk olduğun ve bir gün ceset olacağın için seni seviyorum. Hem gövdeni, hem aklını seviyorum. Yalnızca boynunun düzgün çizgilerini değil, koltuk altının terini de seviyorum. Kanımı tutuşturan gücünü de, çocuk gibi elinden tutma isteği uyandıran güçsüzlüğünü de...”
Sayfa 123Kitabı okudu
Bize ciddi, önemli gelen ne varsa değerini yitirecek. Ne garip, gelecekte neyin büyük, neyin değersiz, saçma sayılacağını bugünden kestiremiyoruz. Herhangi birinin çiziktirdiği sabuklamaların birer doğru olarak kabullenildiği yıllarda Kopernik’in ya da Kolomb’un keşifleri pek dikkate alınmıyordu, öyle değil mi? Kim bilir şimdiki yaşantılarımız da bizden sonrakilere tuhaf, karanlık hatta günah dolu gelecek...
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
“Asıl sorun, özel hayatları özel hayatlar olarak yaşamanın aykırı sayılması galiba”
Sayfa 102Kitabı okudu
Çoğumuz edilgen intiharlara yöneliriz zaten. Statü uğruna, özümüzü yok saymak pahasına boyun eğeriz düzene, sesimizi çıkarmaz, pısarız. İntihar ederiz yani...
Çünkü inandıklarınla, yaşadıkların arasındaki uçurum büyümüşse, sonu cinnettir. Ya koltuğa sarılır inandıklarını değiştirirsin, ya inançlarına sarılıp koltuğu...
Hayat korkulacak kadar uzun değildir madem. O halde, intihar büyük bir yanılgıdır. Yüz yıl sonra ne biz olacağız, ne de şimdi o çok önemsediğimiz açmazlar... öyle değil mi?
Reklam
“Doğar doğmaz ölmeye başlıyoruz, Harold. Ölüm o kadar tuhaf mı? Şaşılacak bir yanı yok bunun... Hayatın bir parçasıdır ölüm... Bir değişmedir...”
Ben ölümden değil, şiirsiz bir ölümden kurtulmak için aşık oluyorum. Zweig, ölümün manasızlaşmasına dayanamadığı için ölüyor...
“İnsan yaşamla ölüm arasında bir şey koymalıdır.”
Oysa sömürülürdü her duygu. Her düşünce alaya alınır. Her dokunuş eskirdi zamanla. “Günün birinde ona bakarken sevmediğini anlayacaksın” diyor Füsun “nefretsiz, öfkesiz bir karar olacak bu...”
Reklam
Bu ikilemi şöyle dillendiriyor Moscovici: Ölüme hayır demek yetmez, yaşama evet demek gerekir. Eveti söylerken, kekeleyen adayıdır ölümün. Ve insan en beklenmedik anda, en beklenmedik durumda Kekeleyebilir.
“Buradan bakıldığında,” diyor Ahmet Oktay, “Bir öteye geçiş sorunu değildir intihar. Tam tersine; bir burada oluş sorunudur”
İntihar bir öteye, diyelim ki, kemikli bahçeye geçiş ya da Montaigne’nin belirttiği gibi ‘fırtınalı bir denizde’ sakin limana sığınış sorunu muydu? Yoksa asıl ağıt yakılası doğum muydu, yaşamak mıydı?
“Kişi bir bunalıma tanık olduğunda,” diyor Füsun (Erbulak), “hemen kendine acımaya başlıyor. Derdini anlatan insandan daha mı mutsuzum; o kötü durumdaysa, ben be haldeyim vb. sorgulamalar devreye giriyor. Yirminci yüzyıl defolup giderken, genci, yaşlısı büyük bir çoğunluk bıkkın. Sevinçler, kahkahalar cimrileşmiş”
Kapalı, geçmişin değer yargılarıyla dolu toplumların pek çoğunda olmadığı gibi, bizim toplumumuzda da bazı konuları, tabuları dillendirmemenin gerekli olduğu üzere yaygın bir inanış, bir reddediş vardır. Yasak aşklar yoksanır örneğin. Eşcinsellik, aile içinde cinsel taciz, ikicinsel yaşam hep geçiştirilir, örtbas edilir. Hatta inkar edilir. Tabudur çünkü. Tabular dokunulamazdır; intihar gibi
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.