Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nietzsche’yi Nasıl Okumalıyız?

Keith Ansell-Pearson

Nietzsche’yi Nasıl Okumalıyız? Gönderileri

Nietzsche’yi Nasıl Okumalıyız? kitaplarını, Nietzsche’yi Nasıl Okumalıyız? sözleri ve alıntılarını, Nietzsche’yi Nasıl Okumalıyız? yazarlarını, Nietzsche’yi Nasıl Okumalıyız? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nietzsche oku ama Nietzsche’de kalma
Nietzsche, modemitenin Kant ile başlayan temel misyo­nuna, yani insanlığın entelektüel olgunluğunu geliştirme ve koruma amacına önemli katkılarda bulunur. Nietzsche'nin yazılarında, bu görev uğruna verilen muazzam emekleri gözlemlemek ve müzakere edilmesi gereken sorunlar hak­kında derinlemesine fikir edinmek mümkündür. Bununla birlikte o,
Sayfa 114 - Runik KitapKitabı okudu
Salome'ye göre Nietzsche'nin tüm deneyi­mi, düşüncelerden hastalanmak ve düşüncelerle tedavi ol­maktan ibaretti. Nietzsche'nin özgünlüğünü, trajedisini ve ihtişamını oluşturan şey, kendi ruhunu evrensel bir model haline getirmesidir. Daha sonraki yaşamında Salome, aşırı sorgulamanın umutsuz kahramanlığına karşı herhangi bir radikal dönüşüm arzusundan ve ikna etme ve öğretme dür­tüsünden vazgeçmemizi gerektiren ayık rasyonalizme dair keşifleri dolayısıyla Freud'u Nietzsche'ye tercih eder.
Sayfa 113 - Runik KitapKitabı okudu
Reklam
Aslında Nietzsche Ecce Homo'da ahlakın doğruluk yo­luyla kendi kendini aşmasına dair bir söylem ile dünyaya bir durak yerleştiren "Çarmıha gerilmiş olana karşı Diyoni­sos" ilanı arasında gidip gelir. Ecce Homo'da kendini insan değil bir dinamit parçası olarak ilan ettiği sayfada Nietzsche aynı zamanda bir soytarı olabileceğini söylüyor ve yeniden değerlendirme görevini, insanlığın kendisini yüce bir ken­dine gelme eylemine adamasını gerektiren bir görev olarak tanımlıyor ("Neden Bir Yazgıyım Ben", 1). Nietzsche, yeni bir dinin kurucusu olmadığı ve birilerinin peşinden gelme­sini beklemediği hususunda ısrar ediyor. Otoritesinin sor­gulanmasını ve sonunda alt edilmesini isteyen bir sesle karşı karşıyayız gibi görünüyor. Bununla birlikte, Nietzsche'nin son yazılarının aslında dini ve demagojik dürtülere ses ver­diğini inkar etmek zordur.
Sayfa 112 - Runik KitapKitabı okudu
Alain Badiou'ya göre, bir filozof ola­rak Nietzsche'nin olayı, delilik kisvesi altında kendini aynı anda hem gerçekleştirmek hem de ortadan kaldırmaktır. El­bette Nietzsche'nin delirdiğini biliyoruz. Ancak Badiou'ya göre söz konusu delilik sadece hastalıklı bir zihin değil, aynı zamanda felsefi kibirdir.
Sayfa 112 - Runik KitapKitabı okudu
Nietzsche’den tavsiyeler
Nietzsche bize, kendisine Ecce Homo'yu yazma ilhamı ve­ren şeyin, eserleriyle insanları fesatlık yapmaktan alıkoyma arzusu olduğunu ve bunu okurlarına kendisinin kim oldu­ğunu söyleyerek yapacağını söylüyor. Peki, Nietzsche'nin tanıklığı ne kadar güvenilirdir? Ecce Homo'da sunduğu port­re kuşkusuz karmaşık, çok yönlü ve kafa
Sayfa 110 - Runik KitapKitabı okudu
Hristiyanlık; "yalan ira­desi"nin en kötücül biçimi olması, "doğa karşıtı" ahlakı, be­deni yok etmek için ruhu icat etmesi ve insanlığı iyileştirme gibi kutsal bir bahane altında yaşamı emmesi ("kan emicilik olarak ahlak") vb. sebeplerle eleştirilmektedir. Nietzsche, kendisini bir kader olarak yorumlamaktadır çünkü kendi­sinin eşsiz ve "gerçek bir felaket" olan Hristiyan ahlakının maskesini düşürdüğüne inanmaktadır.
Sayfa 110 - Runik KitapKitabı okudu
Reklam
Ecce Homo
Ecce Homo Nietzsche'nin son kitabı olarak çıkmışsa da o böyle olsun istememiştir. Yeni projeler için Nietzsche'nin planları da vardı fakat o sırada o güne kadarki yazılarını gözden geçirerek gelecekteki okuyucularına Ecce Homo'yu sunmayı tercih etti. Kitap, "Neden Bu Kadar Akıllıyım", "Neden Bu Kadar İyi Kitaplar
Sayfa 109 - Runik KitapKitabı okudu
Ecce Homo, aralık ayında yayıncılara gönderildi ve Nietz­sche, evinde çırılçıplak dans edip şarkı söylerken ev sahibesi tarafından gözetlendi. 3 Ocak 1889 sabahı, Torino'da, Piaz­za Carlo Alberto'da gezerken, bir at arabası sürücüsünün atını dövdüğüne tanık oldu. Kollarını atın boynuna doladı ve bilincini kaybederek yere yığıldı. Birkaç gün içinde, kötü şöhretli bir dizi mektup yazdı: Gast'e, dünyanın yeniden şe­killendiğini duyurduğu bir mektup yazdı; Kopenhag'daki destekçisi Brandes'e, en büyük zorluğun onu nasıl kaybe­deceğini keşfettiğini yazdı; Wagner'in dul eşi Cosima Wag­ner'e "Ariadne, seni seviyorum," yazdı; Overbeck'e tüm anti-Semitistleri vurduğunu ve Basel'deki eski meslektaşı Jacob Burckhardt'a tarihteki tüm isimlerden daha büyük olduğunu yazdı. Burckhardt daha sonra Nietzsche'yi al­mak ve Basel'e getirmek üzere Torino'ya giden Overbeck’e, Nietzsche'den aldığı mektubu gösterdi. Bir Nietzsche biyografisi yazan Rüdiger Safranski'nin belirttiği üzere, Nietzsche'nin felsefi tarihi Ocak 1889'da sona erer. Sonra, onun bugün hala devam eden etkisinin ve yankılanmasının tarihi başlar.
Sayfa 108 - Runik KitapKitabı okudu
1888'de Nietzsche, Sils-Maria'da son yazını geçirdi. Bu yılın başlarında arkadaşı Franz Overbeck'e, tıpkı acı çeken ve aç bir hayvandan avına zarafetle saldırması beklenmedi­ği gibi, dünyanın ondan daha güzel şeyler beklememesi ge­rektiğini yazmıştır. Burada, tazeleyici ve sağaltıcı bir insan sevgisinden yoksun olduğunu itiraf eder ve insanlarla olan bağının kalıntılarını bir acı kaynağı haline getiren absürt yal­nızlığından bahseder. Bu yılın başlarından kalma bir başka mektupta, kendisinden hasta bir hayvan ve la bete philosophe [ucube filozof] olarak bahseder. İnsanların şimdiye kadar saygı duyduğu her şeyle amansız bir mücadeleye girişen filozofun, kitaplarının patoloji ve psikiyatri dilinde yargı­lanmasıyla, kendisini buzdan yalnızlığa mahkum edecek düşmanca bir toplumsal tavırla karşılaşacağının farkında­dır. Danimarkalı ünlü düşünür Soren Kierkegaard'ın (1813-55) "psikolojik sorun" olarak adlandırdığı sorunu çözmeye karar verir. Kierkegaard'a bu şekilde atıfta bulunmakla ne demek istediğini asla açıklamaz ve bu sadece bizde merak uyandırabilir. Nietzsche, akıl sağlığını yitirmezden hemen önceki yıllarda, Torino şehrini beğenmeye başlamıştır. Tori­no'nun modern bir metropolden ziyade küçük banliyölerin bulunmadığı, aristokrat bir sükunet ve hakim bir zevk bir­liğine sahip, "on yedinci yüzyılın asil bir ikametgahı" oldu­ğunu yazmıştır. Özellikle güzel kafeleri, şirin kaldırımları, tramvay ve otobüs ağını ve sokakların temiz olmasını çok sevmiştir.
Sayfa 107 - Runik KitapKitabı okudu
Nietzsche'nin yazıları, ancak onun aklı başında yaşamı­nın sonlarına doğru Avrupalı yazarların ve entelektüellerin (örneğin, Hippolyte Taine ve August Strindberg) dikkatini çekmeye başladı. Nietzsche, çeşitli radikal partiler ve çev­reler arasında gizil bir etkiye sahip olmaya başlamasını ko­mik bir gerçek olarak gördü. Kırk üç yaşındayken çocuklu­ğundaki gibi bir başına hissettiğini dile getirir. Yalnızlığını, kendisinin mahkum edildiği bir kader olarak yorumlar: yaşamaya devam etmesini gerektiren olağanüstü ve zorlu görevinin, aynı zamanda insanlardan ve tüm normal insani ilişkilerden uzak durmasını da gerektirdiği bir kader.
Sayfa 106 - Runik KitapKitabı okudu
Reklam
Mesela, ben kesinlikle bir öcü, bir ahlak canavarı değilim, şim­diye kadar erdemli olarak onurlandırılan insan türüne bile zıt bir fıtrattayım. Laf aramızda, bana öyle geliyor ki bu yönüm, tam olarak gururumun bir parçasını oluşturuyor. Filozof Di­onysos'un öğrencisiyim, aziz olmaktansa satir olmayı tercih ederim. Ama sadece bu yazıyı okumalısınız. Belki de bu an­titezi neşeli ve nazik bir şekilde anlamlandırmayı başarmı­şımdır, belki de bu yazının bunu yapmaktan başka bir amacı yoktur. İnsanlığı "ıslah etmek", vadedeceğim son şey olurdu. Yeni putlar dikmiyorum; bırakın eski putlar kilden bacaklara sahip olmanın ne demek olduğunu öğrensinler. Putları devir­ mek (ben onlara "idealler" diyorum): benim işim daha ziyade işte bu. Gerçeklik değerinden, anlamından ve doğruluğundan mahrum bırakılmıştır ve sözde ideal bir dünya uydurulmuş­tur... "Gerçek dünya" ve "görünen dünya" - basit terimlerle: uydurma dünya ve gerçeklik... İdeal denen yalan, şimdiye ka­dar gerçeğin başına bela olmuştur, onun vasıtasıyla insanlığın kendisi en derin içgüdülerine kadar, yalnızca refahın, gelece­ğin, yüceltmenin güvencesini verebilecek olan zıt değerlere ta­pınacak kadar yalan ve yanlış hale gelmiştir. Ecce Homo, "Önsöz", 1 ve 2. Bölümler.
Sayfa 105 - Runik KitapKitabı okudu
Nietzsche, çileci idealin şedit bir eleştirmeni olmasına rağmen insan istencinin bir anlama ve doğrultuya ihtiyacı olduğu fikrinden vazgeçemez. Bu konuyla meşgul olması geç dönem çalışmalarında ciddi sorunlara yol açar. Dec­cal'de (1888) "iyi"yi "güç hissini (güç istencini) artıran her şey" ve "kötü"yü "zayıflıktan kaynaklanan her şey" olarak tanımlar; "bizim insan sevgimizin ilk ilkesi odur ki zayıf ve kötü yetişmiş herkes yok olacaktır" der (Deccal, 2). Bunlar aydınlanmış ve olgun bir filozofun sözleri değil, hasta kal­maya devam eden bir hayvanın sözleridir. Nietzsche, soru­nu, insanın diğer türler arasında yerini alması için şimdi ne "olması gerektiğine" ve yaşama daha layık olacak ve gele­cekten emin olacak ne tür bir insanın yetiştirilmesi "gerek­tiğine" karar verme sorunu olarak tanımlar. Nietzsche, bu daha değerli türün daha önce de var olduğunu ama yalnızca bir tesadüf eseri var olduğunu söyler; fakat o şimdi "istence sahiptir" ve "evcil hayvana, sürü hayvanına, hasta hayva­na -Hristiyan olana- karşıttır. [...] Bu "yüksek tip", Nietz­sche'nin "üstinsan" olarak adlandırdığı şeydir (Deccal, 3 ve 4). Nietzsche'nin bu üreme ve seçilim programı anlayışında ırkçı hiçbir şey olmamasına rağmen, şüphesiz onun düşün­cesinin en rahatsız edici yönü budur. Nietzsche'nin güç is­tenci, ebedi dönüş ve üstinsan gibi yükselen "ideallerinin" son dönem yazılarında -bunların yükselen nitelikleri Böyle Buyurdu Zerdüşt'te sergilenir- fantastik ve grotesk bir şeye evirilerek yozlaştığını inkar etmek zordur.
Sayfa 102 - Runik KitapKitabı okudu
En güçlüler, aşırı inanç ilkelerine ihtiyaç duymayan fakat pek çok olasılık ile saçmalığı kabul edebilen ve hatta bunları sevebilen ve kü­çülmeksizin, zayıflamaksızın kendi değerinin ölçüsünü dü­şünebilen en ölçülü kişiler olacaktır. Bunlar sağlık açısından zengin, hayattaki aksiliklerin üstesinden gelen ve dolayısıy­la aksiliklerden daha az korkanlar hatta kendi güçlerinden emin olanlardır.
Sayfa 102 - Runik KitapKitabı okudu
Çileci idealin ıstı­raba ilişkin geliştirdiği yorum, intihara meyilli bir nihilizme kapıyı kapatmayı başarmıştır. Çileci ideal, hayalı çok daha yoğun bir şekilde kemiren başka bir ıstırap yaratarak ve ha­yatı suçluluk veya ahlaki borç perspektifine taşıyarak acıyı daha derin ve daha deruni hale getirmek suretiyle hayata yeni boyutlar ve katmanlar eklemiştir. Ancak isteğin bu şe­kilde engellenmesi, insanın geleceği namına kazanılmışsa da insanın varoluş koşullarına yönelik bir nefretin gelişmesine yol açmıştır. Bu, hiçliğe yönelik temel bir istenci, bir "mut­luluk ve güzellik korkusunu" ve "görünüşten, geçicilikten, büyümeden, ölümden uzaklaşma özlemini" ifade eder.
Sayfa 100 - Runik KitapKitabı okudu
Nietzsche, insanlık tarihine bir amaç yüklenemeyeceği gerçeğinin tamamen farkındadır; daha ziyade, sadece içine bir hedef yerleştirilebilir. Bir hedefe ihtiyacımız varsa, bir istence ihtiyacımız olduğu içindir, "bu bizim omurgamız­dır”. Öyle görünüyor ki Nietzsche, felsefeyle dolu kendi varoluşu süresince bu omurgaya sahip olduğunu yoğun bir şekilde hissetmiştir.
Sayfa 100 - Runik KitapKitabı okudu
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.