Gene de, ne yalan söyleyim, öyle isterdim ki dudaklarına dokunabilmeyi, o uzun kirpikli gözleriyle gözlerime bakar mı, diye bir soru sormayı, o çözülmüş dalga dalga saçlarından bir perçemi paha biçilmez bir andaç olarak saklamayı. Kısacası, açıkça söylüyorum ki onun karşısında hem bir çocuk kadar korkusuz hem de bütün bunların değerini bilecek kadar yetişkin bir erkek olabilmeyi yürekten dilerdim.