Türk’ün haysiyeti,gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!….
O halde , ya istiklal ya ölüm!..
Geçmişteki yanlışlıklarla, savsaklamalarla hiçbir ilgimiz yokken, yüzyılların birikmiş hesaplarının bizden sorulması gerekmezken, bu konuda da dünya ile karşı karşıya gelmek bize düşmüştü.
Hangi nedenle, nasıl olursa olsun, Vahideddin gibi, özgürlüğünü ve canını kendi ulusu içinde tehlikede görebilecek kertede aşağılık bir yaratığın, bir dakika bile olsa, bir ulusun başında bulunduğunu düşünmek ne acıklıdır!
Bir ulus, varlığını ve bağımsızlığını korumak için düşünülebilen girişimleri yaptıktan sonra, başarır. Ya başaramazsa demek, o ulusu ölmüş saymak demektir. Öyleyse, ulus yaşadıkça, girişimlerini sürdürdükçe, başarısızlık söz konusu olamaz.
Efendiler, tarih itiraz edilemez bir şekilde ispatlanmıştır ki, büyük davalarda başarı için sarsılmaz bir yetenek ve güce sahip bir önderin varlığı şarttır.
Dahası, hiçbir sınır tanımayarak, dünyadaki bütün Türkleri de bir devlet olarak birleştirmek, ulaşılamayacak bir amaçtır. Yüzyıllardır yaşanan acı ve kanlı olaylar, böyle bir devletin gerçekleşemeyeceğini ortaya koymuştur.
Yeni Türkiye’nin ve Türkiye halkının, kendi varlığından ve mutluluğundan başka düşünecek bir şeyi yoktur. Başkalarına verilecek en küçük bir şeyi kalmamıştır.