Ay ışığının üzerinde bulutlar, korkunç karanlık, yalnızca sesler var, yani çığlıklar ve iniltiler, dualar ve sövgüler, deniz kabarıyor ve her yana yayılmış o bedenleri silip süpürüyor - bir şeye, bir ipe, tahta parçalarına, birinin koluna tutunmaktan başka çare yok, bütün gece, suyun içinde, suyun altında, biraz ışık olsa, ufacık bir ışık bile yeter, bu karanlık sonsuza dek sürecek sanki, hiç dinmeyen iniltiler dayanılacak gibi değil - ama bir tokat gibi ansızın suratıma çarpan, sudan bir duvarı andıran dalgadan sonraki sessizliği anımsıyorum, ansızın bir sessizlik oldu, anımsıyorum, insanın kanını donduran bir sessizlik, bir an, bağırmaya başladım, bağırdım , bağırdım...