Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ölü Ordunun Generali

İsmail Kadare

Sayfa Sayısına Göre Ölü Ordunun Generali Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Ölü Ordunun Generali sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Ölü Ordunun Generali kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Savaş bittikten sonra kalıntıları aramaya girişmek kadar büyük bir ikiyüzlülük yoktur dünya üzerinde.
Reklam
2. Dünya savaşı!
5 Eylül. Yapraklar sararmaya başladı. Bu sabah, başımızın üstünde, yükseklerde yüzlerce uçak, kuzey doğuya doğru uçtu. Kim bilebilir dünyanın hangi bölgesinden gelip, hangi bölgesini bombalamaya gittiklerini.... Çünkü her yöne açıktır gökler. Dünya nasıl bu hale geldi?
Yirmi yıl önce, arkadaşlarımızı ipe çekerken göğüslerine faşistçe özdeyişler yazıyordunuz. Şimdi, olsa olsa bir okul öğrencisinin yazdığı şu basit cümleye bile dayanamıyorsunuz.
Dilediğiniz gibi kazar, derinine inebilirsiniz topraklarının, ama ruhlarının derinine inemezsiniz hiçbir zaman.
Sayfa 90 - Kyrhos yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savaşta hangi şey feci, hangisi gülünç; hangisi yiğitçe, hangisi acı... Karar vermek zordur.
Sayfa 130Kitabı okudu
Uzak çağlardan gelen bir tehlike duygusu uyanıyordu içlerinde. Mavi sulara ve genellikle bütün ovalık ülkelere, kötülüğe hep yuvalık etmiş düz ülkelere duyulan eski bir korku...
Sayfa 169Kitabı okudu
Bir atasözü vardır Arnavutların, dedi. İnsan pis havayı dost evinde unutur.
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
ilk cümle
Yabancı toprağın üzerine karla karışık yağmur yağıyordu.
Nihayet ufukta beliren toprak net görüntüsüyle ona güven vermesi gerekirken korkusunu daha da arttırmıştı. Ölülerin saygınlığını yok etme saygısızlığı!
Sayfa 12 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Bir süre görevi ona imkânsızmış gibi gelmişti. Sonra bir çabayla kendini toparlamaya çalıştı. Dağların korkutucu ve düşmanca görüntüsü, görevinin ona verdiği gurur hissiyle yenmeye çalışmıştı. Yazılardan ve konuşmalardan kesitler, sohbetlerden parçalar, marşlar, ilim kadroları, seremoniler, anılar, çanlar... Onun vicdanımın en derininde gömülmüş olan tüm bu anılar yavaş yavaş su yüzüne çıkıyordu. Onun topraklarındaki binlerce ana, evlatlarının kemiklerini bekliyordu. General onları götürecekti. O, bu kutsal ve büyük görevi layıkıyla yerine getirecekti. Elinden gelen her şeyi yapacaktı. Hiçbir ölünün unutulmaması, hiçbirinin bu yabancı topraklarda kalmaması gerekiyordu. Bu çok yüce bir görevdi! General, yolcuğu boyunca, o yola çıkmadan önce kendisine bir kadının söylediği sözleri tekrarlamıştı: “Boğazından ve pençesinden, zavallı evlatlarımızı kurtarmak için sen o trajik dağların üzerinden yalnız ve gururlu bir kuş gibi uçacaksın.”
182 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.