Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ve Ahir Zaman Alametleri

Ölüm - Kıyamet - Ahiret

İmam-ı Şarani

Ölüm - Kıyamet - Ahiret Gönderileri

Ölüm - Kıyamet - Ahiret kitaplarını, Ölüm - Kıyamet - Ahiret sözleri ve alıntılarını, Ölüm - Kıyamet - Ahiret yazarlarını, Ölüm - Kıyamet - Ahiret yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmam Müslim ile İbni Mace'nin (r.a.) merfu olarak rivayet ettikleri hadiste (Resül-i Ekrem s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: Bir tek kemik parçasından başka insan vücudunda bulunan her şey muhakkak çürüyecektir. O çürümeyecek olan parça ise kuyruk sokumu kemiğidir. İşte kıyamet gününde tekrar yaratma o kemik parçasından terkip edilecektir.
Sayfa 131 - Bedir Yayınları
Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği hadiste keza Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Şu, muhakkak onun için dar bir geçim vardır ve kıyamet gününde de biz onu kör olarak haşredeceğiz" mealindeki ayet kim hakkında nazil oldu bilir misiniz? Ve dar geçimin ne olduğunu bilir misiniz? diye sordu. Sahabeler: - Allah ile Resülü en iyisini bilir, dediler. Resûl-i Ekrem: - O, kafirin kabrindeki azabı (hakkında nazil olmuştur. Ve hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki o, kâfire (kahrinde) doksan dokuz tinnin musallat edilir. Tinnin nedir bilir misiniz? Doksan dokuz yılandır ve her yılanın dokuz başı vardır ki, kıyamet gününe kadar kafirin vücudunu ısırıp sokarlar ve şişirirler. Ve o kabrinden mahşer yerine de kör olarak haşredilir, buyurdu.
Sayfa 123 - Bedir Yayınları
Reklam
İmam Tirmizi'nin rivayetinde Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Füc'eten ölüm mü'min icin rahatlıktır. Kâfir, yahut fâsık için ise Allah'ın öfke ile yakalamasının alametidir."
Sayfa 37 - Bedir Yayınları
Kûdsi bir hadiste Aziz ve Celil olan Allah: "İzzet ve Celâlime yemin ederim ki Ben, kendisine merhamet etmek istediğim herhangi bir kulu, onun her işlemiş olduğu hata ve günaha mukabil onun vücudunda bir hastalık, yahut aile ve çocuklar hususun da bir belâ veya geçiminde bir sıkıntı ve kazancında bir darlık, hatta onun vücudundan zerre miktarlarına kadar vardırmak suretiyle tastamam bir karşılık olarak verinceye kadar onu dünyadan çıkarmam. Eğer üzerinde herhangi bir günah kalırsa kendisini annesinin doğurduğu gündeki gibi (günahsız olarak) bana kavuşması için ona ölümünü çetinleştiririm," buyurur.
Sayfa 37 - Bedir Yayınları
Ebu Nuaym, güzel ve sahih senedle Enes'den (r.a.) rivayet ettiği hadiste Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz: "Ölüm her müslüman için bir keffarettir," buyurmuşlardır Alimler şöyle demişlerdir: "Ancak ölümün her müslüman için bir keffaret (günahlarını örtmek) oluşu, müslümanın hastalığında ve kabrinde karşılaştığı acıdan dolayıdır". Bu hususta İmam Müslim'in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resûlullah sallallahu aleyhivesellemin: "Kendisine hastalık ve daha başka neviden herhangi bir eziyet isabet eden hiç bir müslüman kimse yoktur ki, (sonbaharda) ağacın yapraklarını dökmesi gibi muhakkak Allah da bu ezâ sebebiyle onun günahlarını döker" buyurmasının delâletine binâendir.
Sayfa 36 - Bedir Yayınları
Hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: "Kainattaki bütün canlılar öldükten sonra Allah Taâlâ ölüm meleğine kendi ruhunu da almasını emrettiği zaman, Azrail: - İzzet ve Celâline yemin ederim ki, eğer ben şimdiki hissetmekte olduğum ölüm acısının şiddetini bilmiş olsaydım hiç bir mü'minin ruhunu alamazdım, diyecektir."
Sayfa 32 - Bedir Yayınları
Reklam
Hafız Ebu Nuaym'ın merfu olarak Peygamberimiz sallallahü aleyhi vesellem'den rivayet ettiği bir hadiste Resûl-i Ekrem Efendimiz: "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yenin ederim ki, muhakkak ölüm meleği'ni görmek, kılıçla bin defa vurulmaktan daha şiddetlidir," buyurmuştur.
Sayfa 32 - Bedir Yayınları
Rivayet olundu ki, Allah Taâlâ İbrahim Halil aleyhisselâma: - Ey dostum, ölümü nasıl buldun? diye sordu. İbrahim Peygamber: - Kızdırılmış şiş demirinin ıslatılmış ve yumuşak yün makulesinin içine sokulup sonra çekilmesi gibidir, dedi. Allah Taala: - Haberin olsun, Ben sana ölümün kolayını tatbik etmiştim, buyurdu.
Sayfa 32 - Bedir Yayınları
İbni Ebi Şeybe Müsned'inde Câbir radıyallahu anh'dan rivayet ettiği bir hadiste Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle buyurmuştur: "(Ey sahabelerim!) Sizler İsrailoğullarından kıssa naklederek konuşunuz. Zira bunda beis yoktur. Çünkü İsrailoğulları arasında çok teaccüb edilecek şeyler vardır." Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bize konuşmaya başlayıp şöyle buyurdu: "Onlardan, yani Israil oğullarından bir grup insanlar yola çıkarak mezarlıklarında (yatmakta ola)n bir kabrin başına geldiler ve : - (Şurada) iki rek'at namaz kılalım da ölümden bizlere haber vermesi için bazı ölüleri (dirilterek) bizlere çıkarmasını Aziz ve Celil olan Allah'dan isteyelim, dediler. Ve öyle yaptılar. Onlar öylece dua etmeleri sırasında iken siyah renkli iki gözü arasında secde izi görülen (yani parlayan) bir kimsenin başa kabrinden çıkıverdi. Ve: - Ne istiyorsunuz? Ben yüz senedenberi ölü bulunduğum halde şu âna kadar vallahi benden ölüm harareti ve susuzluğu dinmemiştir. Şimdi beni (eski) bulunduğum hâlime çevirmesi için Allah'a dua ediniz, dedi.
Sayfa 32 - Bedir Yayınları
Buharî de Hazret-i Aişe radıyallahu anhâ'dan rivayet olunan bir hadiste, "Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz'in başı benim çenemde boynum arasında olduğu halde vefat etti. Bu cihetle ben Resûlullah'ı gördükten sonra hiç bir kimsenin ölümünün şiddetinden asla ürkmüyorum," demiştir.
Sayfa 30 - Bedir Yayınları
Reklam
ölünün alnı niçin terler?
Hakim et-Tirmizi (Nevadirü'l-Usûl) adındaki kitapta Selman-ı Farisi'den şöyle rivayet etmiştir: Selman-ı Farisi, ben Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem'den işittim. Şöyle buyuruyordu: "Ölen kişiden ölüm halinde üç şey'i gözetleyiniz. - Eğer şakakları (yani alnı) terlerse, - Gözlerinden yaş gelirse, - Burun delikleri
Sayfa 30 - Bedir Yayınları
Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, annesi ile babasının mezarlarını ziyaret ederek onların kendisine İman etmeleri için Allah'dan diriltilmelerini istemişti. Onlar ise fetret zamanında yaşadıkları için onlara bu dirilme işi yapılmıştır. Bu hususta onların (imanlarında) kemalleri olmuştur. Şöyle ki: Sanki onlar Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin zaman-ı saadetlerine yetiştiler de kendisine iman etmiş oldular. Kezâ Selamet ibni Said el-Cu'fi (r.a): Allah Taâlâ, Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in amcası Ebu Talib'i de Resûlüllah'ın hatırı (nı hoş etmek) için diriltti de o da kendisine iman etti, diye zikretmiştir.
Sayfa 28 - Bedir Yayınları
Her kim ölülerden öğüt ve ibretle nasihat almazsa artık ona hiç bir nasihat fayda vermez.
Sayfa 26 - Bedir Yayınları
Ali bin Ebi Tâlib'den (r.a.) şöyle rivayet etmiştir: Hazret-i Ali bir mezarlığın yanından geçerken mezarlara yaklaştı ve üzerlerine doğru bakarak: - Ey mezarlık ahalisi! Halinizden bizlere haber veriniz. Yahud da biz size haber verelim. Bizim taraftan verilen haberlere gelince, muhakkak mallar (mirasçılar arasında) bölüşüldü. (Dul kalan) kadınlar evlendiler. Evlerde ise sizlerden başka insanlar oturmaktadır, dedi. Sonra Hazret-i Ali (bize); - Haberiniz olsun vallahi onlar eğer (cevap vermeğe) muktedir olsalardı muhakkak onlar "Takvâdan daha hayırlı hiç bir azık göremedik," diye cevap verirlerdi, dedi.
Sayfa 25 - Bedir Yayınları
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: -Akıllı kimse kendini hesaba çeken ve gururunu kırarak emrine itaatkâr yapan ve öldükten sonraki hayat için iyi ameller yapan kimsedir. Ahmak kimse de nefsini her istediği şeye tabi kılan ve (sonra da) Allah'a karşı birtakım olmayacak şeyler temenni edendir.
Sayfa 24 - Bedir Yayınları
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.