Ölüm ve Oğlum kitaplarını, Ölüm ve Oğlum sözleri ve alıntılarını, Ölüm ve Oğlum yazarlarını, Ölüm ve Oğlum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaten hayalet olan
Gölge yazar Oğuz’un ölümü de
Herhalde kendinden rivayet
Oğuz’un cenazesi mi
Hayret!
Hem o hiç uyumaz ki
Belki de ilk kez oradan
Kendi kendini Türkçeye çevirecek
Yeni dikilmiş bir kalem selviyle
Ya da en eski daktilosuyla gecenin
Yıldızları tuş
Öyle yeşil bir yeşilsin ki sen gelecekte
Bakmaya kıyamıyorum şimdiden
Ve cansuyum can verdikçe köklerine
Sevinçten ağlıyor bir fesleğen
Demek ki
Bu hali bu güzeli bu yeşili
İlle de bugünkü kendi haliyle
Görüp göstereceğiz diye
Ihlamurlar budamak
Şiir değil bundan böyle
İnce uzun bir hayvan
Çarpıyor
Çarpıyor
Çarpıyordu kendini taşlara.
Canı mı sıkılıyor
Can mı çekişiyordu yoksa?
Yok efendim dedi yanımdaki adam
Gömlek değiştiriyor yılan
Bu hallerden anlarız dedi az çok
Biz de sınıf değişmiştik bi zaman
Ruhum sıkıldıkça, ruhum,
Senden ayrı, kendimden ve kentten ayrı
Apayrı bir hava çalıyor vücudum
Kalk gidelim, kalk gidelim başka yere!
Başka yere, başka yere, başka yere!
Üşüyor mu deniz
üstüne boşandıkça yağmur?
Ondan mı dersin
tüyleri böyle ürperiyor?
Ben gidersem bi gün bu biçim bi sağanakta
Alı al moru mor bir sandal gibi acaba
Yıllar sonra yılmayıp yine
Çarpar mı yüreğim yurdumun sahillerine?
Sevda Tepesinde geçen gün
Karşıki masanın altında
İki tane tavuk gördüm
Toprakla yıkanıyorlardı
Eşeledikçe çukurda
İnsanlar için de belki ölüm
Toprakla bir tür
Yıkanmaktır diye düşündüm