Ah, on beş sene evvelki çocukluk ve şimdiki ben Tatsız, neşesiz, sevgisiz, aşksız ve heyecansız, her şeysiz, boş bir hiçten daha boş geçen hayat... Şimdi kirli emelleriyle, hırslarla, gerçekte kıymetsiz olan arzularla yaralı ruhum, yok olan kalbim ve manevi dünyam. Şimdi, daha bu gece görülmüş gibi, on beş saniye önce görül müş bir rüya gibi mutlulukları unutulamayan bu geçici ömür içinde kâbusa dönüşmeyen çocukluk anıları... **Şimdi düşünüyorum ki, bu hayatta garip ve belirsiz geçmişi hayal etmek bile insana teselli veriyor...**
...her şey yalan, her şey sahte, her şey taklit oldu. Mutluluk uzak bir hayale, yetişilmez bir hülyaya dönüştü.... Her şeyden nefret eden, her şeyi kötü gören, karanlık gören, berbat, hasta, tedavisi olanak dışında bir nesil...
Bir askerin güzel bir anısı anlatıyor çok güzel bir eser okumanızı önerebilirim. Matematikte olduğu gibi hayatta bazı bilimsellikler vardır doğrulukladan şüphe yokken yine kimse iltifat etmez örneğin herkes kendi işini kendi kendine görürse kimsenin kimseye ihtiyacı kalmaz diyor:)