Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

17. Yüzyıl Başlarından Yıkılışa Kadar

Osmanlı Devleti’nde Yenileşme Hareketleri

Necdet Hayta

Osmanlı Devleti’nde Yenileşme Hareketleri Gönderileri

Osmanlı Devleti’nde Yenileşme Hareketleri kitaplarını, Osmanlı Devleti’nde Yenileşme Hareketleri sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Devleti’nde Yenileşme Hareketleri yazarlarını, Osmanlı Devleti’nde Yenileşme Hareketleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
240 syf.
·
Puan vermedi
XVII. Yüzyılın başlangıcında I. Ahmed'in padişahlığıyla başlayan Osmanlı'da dönüşüm hareketleri II. Meşrutiyet'in ilanına ve Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar devam etmiştir. Lale Devrine kadar geçen sürede eksikliklerin giderilmesi için devr-i sabıka dönülmesi gerektiği fikri hakim olsa da Lale Devri ile Batı'nın içinde bulunduğu ilerleme kavranmış ve yeniliklerin yönü çoğunlukla batıya dönük olmuştur. Tarihe ve özellikle Osmanlı tarihine ilgisi olanların okumasını tavsiye ediyorum. Çünkü belli konular üzerinde araştırmalar yapıldığında eksik kalan noktalar dönemin net değerlendirilememesine yol açıyor. Geniş bir zaman aralığına ait olayların toplu bir şekilde değerlendirilmesi diğer okumalara da katkı sağlayacaktır. Bu kitapta kabaca 300 yıllık bir dönem içerisinde Osmanlı Devleti'nin mücadele etmek durumunda kaldığı dönüşüm hareketlerini bulacaksınız. Kurumlar, ordu ve ekonomi üzerinde en çok durulan konular. 19. yüzyılda Tanzimat Fermanı ile başlayan, I. ve II. Meşrutiyetin ilanıyla devam eden modernleşme hareketlerinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti inkılaplarının temelini oluşturduğunu göreceksiniz. Amacı doğrultusunda siyasi gelişmelere yer verilmemiş. Bu yüzden okunması oldukça basit. Ders kitabı olarak hazırlandığından ötürü akademik kaynaklara dayanıyor. Kimseyi övmediği gibi kimseyi de yermiyor. Kronolojik olarak olanı olduğu gibi aktarıyor.
Osmanlı Devleti’nde Yenileşme Hareketleri
Osmanlı Devleti’nde Yenileşme HareketleriNecdet Hayta · Gazi Kitabevi · 201845 okunma
II. Meşrutiyet döneminin getirdiği hürriyet ortamında açılan tartışmalarda en çok ele alınan meselelerden birisi kadın hakları olmuştur. Kadınların toplumdaki durumu, peçe ve çarşaf giyme zorunluluğu, kadınların eğitimi ve iş hayatında rol almaları hararetli tartışmalara konu olmuştur. 1876'dan beri kadınların kurduğu dernekler de, bu dönemde çalışmalarını hızlandırmışlar, kadın dergi ve gazetelerinin sayılarını artırmışlardır.
Sayfa 206 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Reklam
İttihatçılar taşra ve mahalli yönetime de el atarak, yeni kanunlar çıkarmışlardır. Bunların en önemlisi, "İdare-i Umumiye-i Vilayat Kanûn-ı Muvakkat ile onu tamamlayan nizamnamedir. 7 Ağustos 1913'te "Memalik-i Osmaniye'de Islahiye Hakkında İråde-i Seniyye" çıkarılmıştır. Bu düzenlemelerle devlet, batılı anlamda yönetimde merkez ve vilayetler şeklinde ikiye ayrılmıştır.
Sayfa 203 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Yurt dışına kaçan önderler, Ermeni komiteleri ve Rus haydutlarına hedef oldular. İttihat ve Terakki'ye gelince, onun Milli Mücadele'nin kadrolarını oluşturduğunu görüyoruz. Ne var ki, İttihat ve Terakki'nin eski önder kadrosundan olup da Ermeni suikastçilerinden kurtulmuş olanlar, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önderliğini çekemeyip ona karşı 1926'da İzmir'de suikast düzenlediler. İşin aslının meydana çıkmasıyla Cavit, Dr. Nazım ve başkaları asıldı, Kara Kemal intihar etti. Böylece tarihi hareket, hazin bir sonla tarihe karıştı.
Sayfa 200 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Meşrutiyet'in ilk seçimlerinde İttihat ve Terakki büyük bir çoğunluk sağlamış ve Türk tarihinin ilk siyasi partisi olmuştur. Fakat İttihat ve Terakki üyeleri, kabine kurma görevini üzerine almayarak sadece kurulan kabineye bir iki üyesini yerleştirmekle yetinmişlerdir.
Sayfa 197 - Gazi KitabeviKitabı okudu
1869'da çıkarılan bir nizamname ile halka yol yapımı inşaatında çalışma mecburiyeti getirilmişti. Buna göre, 16 ile 60 yaşları arasında bulunan erkek nüfusu beş yılda 20 gün yol inşaatında çalışacak, çalışmak istemeyenler bedel ödeyecekti. 1875'te yol inşaatında çalıştırılma mecburiyeti kaldırılmıştır."
Sayfa 188 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Memleketin kültür seviyesine de önem veren II. Abdülhamid, Müze-i Hümâyün (Eski Eserler Müzesi), Askerî Müze, Bayezid Kütüphanesi, Yıldız Arşivi gibi kültürel müesseseleri kurmuştur. Ülke içerisindeki vakıf kütüphanelerinin kitap mevcudunu tespit eden ilk kataloglar bu dönemde hazırlanmıştır. Başta İstanbul olmak üzere, birçok şehrin önemli fotoğraflarını ihtiva eden albümler koleksiyonu yapılmıştır.
Sayfa 184 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Bu dönemde, basın hayatında ilk zamanlar bir serbestlik söz konusu iken, meclisin kapanmasından sonra basın özgürlüğü kaldırılmış ve sansür devri başlamıştır. Bu sansür, II. Meşrutiyet'in ilanına kadar devam etmiştir. Kurulan Teftiş ve Muayene Heyeti ile, Türkiye'de hazırlanan eserlerin bastırılıp bastırılmayacağına ve yabancı ülkelerden gelen eserlere giriş izni verilip verilmeyeceğine dair uygulama başlatılmıştır. Gazeteler ise, Hariciye Nezareti'ne bağlı bir komisyon tarafından incelenmiştir. Bu heyetler "hürriyet, grev, ihtilal" ve benzeri kavram ve kelimelerin olduğu eserlerin basımını yasaklamıştır. Bu yasak önceden basılmış bazı eserleri de kapsamıştır. Tekrar basılması ve okunması yasak edilmiş eserler arasında Ziya Paşa'nın, Namık Kemal'in, Abdülhak Hamid'inkiler başta gelmiştir. Yabancı dilde yazılmış kitaplardan yasak edilenler arasında; Shakespear J. J. Rausseau, Voltaire, Victor Hugo ve E. Zola'nın eserleri öncelikli olmuştur.
Sayfa 184 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Ülkenin malî, idarî, sosyal, askerî ve siyasî açıdan büyük bir buhran yaşadığı dönemde tahta çıkan, batı fikirlerinin iyice anlaşılmaya başlandığı bir devre damgasını vuran II. Abdülhamid; batıcılığı, "batının tekniğini, idari sistemini ve özellikle askerî teşkilatını almak" şeklinde anlamıştır
Sayfa 179 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Sultan Abdülaziz, son döneminde ortaya çıkan nümayiş ve karışıklıklardan sonra, 4 Haziran 1876'da odasında bilek damarları kesilmiş olarak bulundu. Bu ölümün bir intihar mı yoksa cinayet mi olduğu birçok tartışmayı beraberinde getirdi.
Sayfa 169 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Abdülaziz dönemindeki en önemli gelişmelerden biri, Abdülaziz'in Nisan 1863'te yanına üç taht varisini ve çok sayıda devlet erkanını alarak Feyz-i Cihâd Vapuru ile yaptığı Mısır seyahatidir. Yavuz Sultan Selim'den sonra Mısır'a yapılan ilk padişah seyahati olması hasebiyle önemlidir.
Sayfa 167 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Genç Osmanlılar'ın sayısının artmasında; Abdülaziz'in basına sansür koyması sonucu ülkede hükümetten memnun olmayan, hoşnutsuz bir grubun oluşması, özgürlük yanlısı bir aydın hareketinin meydana gelmesi etkili olmuştur. Basında ilk sansür nizamnamesi sayılan "Kararname-i Âli", 5 Mart 1867'de neşredilmiştir. Bu cemiyetin yaptığı gizli faaliyetler, 1867 yılında yapılan Bab-ı Ali'nin teşebbüsü ile anlaşılınca, cemiyet mensupları Avrupa'ya kaçmışlardır. Bu aydınlar, Avrupa'da gazeteler çıkararak Osmanlı yönetimi aleyhinde yürüttükleri faaliyetlerine devam etmişlerdir.
Sayfa 166 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Aslında Osmanlı devlet adamları içinde maliye ve ekonominin esasına vakıf kimseler de yoktu. 15 yıl içinde Maliye Nezâreti'ne tayin edilen nazırların sayısı 19 idi. Bu istikrarsız ve niteliksiz mali tedbirler, dışarıdan alınan borçlar, zamanla sefahat ve zevkin yaygınlaşması tüm çabaları boşa çıkardı. Ancak Sultan, mâli ve iktisâdî imkânları gözardı ederek, İngiltere'ye ısmarlanan zırhlı savaş gemileri geldikçe ve ordunun teşkilatı genişledikçe memnuniyetten kabına sığmıyordu.
Sayfa 153 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Abdülaziz döneminde Londra Borsası'ndan 45.625.558 ve Paris Borsasından 52.083.262 Osmanlı lirası olmak üzere toplam 97.708.820 lira dış borç alınmıştır. Bir yılda borç ve faiz olarak ödenen miktar ise 14.000.000 altına çıkmıştır. O dönemlerde Osmanlı Devleti'nin takip ettiği mali politika, borcu borçla ödemek ve bütçe açığını yeni borçlarla kapatmak olmuştur. Dışarıdan borç alma imkanı olmadığı durumlarda ise, Galata sarraflarından yüksek faizlerle borç alma yoluna gidilmiştir. Çığ gibi büyüyen Osmanlı borçlanının faizi bile ödenemeyecek duruma gelmiş; buna rağmen Sultan ve devlet erkanı, israflara devam etmiştir. Bu da kısa bir süre sonra Sultan II. Abdülhamid devrinde devleti iflasa süreklemiş ve "Duyun-ı Umumiye"nin kurulmasına neden olmuştur.
Sayfa 153 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Maliyede 1793'ten itibaren süregelen çoklu hazine sistemi kapanmış ve "tek hazine-tek bütçe" ilkesi benimsenerek yeni bir aşamaya girilmiştir. Bu kapsamda Hazine-i Celîle-i Mâliye oluşturulmuş, maddi buhran hazine tek merkezde toplanarak atlatılmaya çalışılmıştır.
Sayfa 152 - Gazi KitabeviKitabı okudu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.