"Yarınların bir sonu var. Kendine söz verdiğin ama yapmadığın her şey ruhuna yük olacak. Ve bir gün her şey bitmeye yaklaştığında yaşanan pişmanlıkların eyleme hiçbir katkısı olamayacak."
"Bugünün endüstri toplumunun sıkıntılı, endişeli, mutsuz insanına neşeli ve mutlu olduğu düşüncesi aşılanıyor. Diğer toplumlarda düşünce ve anlatım özgürlüğünden yoksun insana ise, söz sahibi yalnızca liderleri olsa bile, özgürlüğü en kusursuz biçiminde yaşadıkları aşılanır."
"Bu memlekette muazzez ve muvaffak yașamak için Türk'ten gayrı bir sey olmak lazım geliyor. Mülkümüzde Alman, İngiliz, Fransız, Rus nüfuzu her gün bizi biraz daha kaplayarak boğuyor. Her birimiz, pek sebebini bilmeyerek, bu milel-i ecnebiyyeden birinin taraftarı, gafilane meddahı mürevvic-i matlabıyız. Onların ise meşkûk hayırhahlıkları, maksatları gayeten hemen birbirinin aynıdır. "
Tüketici insanın ana gayesi bir şeylere sahip olmak değildir, iç dünyasındaki boşluğun, dirençsizliğin, yalnızlığın ve endişenin üstesinden gelebilmek için daha çok tüketmektir. Çok büyük yatırımlarla ve endüstriyle, devlete ve çalışan sınıfa ilişkin bürokrasiyle tanımlanan bir toplum içinde, kendi çalışma koşullarında hiçbir etkinliği olmayan kişi kendini aciz, yalnız, bunalımlı ve endişeli hisseder. Aynı zamanda, büyük tüketim endüstrisinin gereksinimi olan kâr nedeniyle, insan, reklam aracılığıyla giderek daha çok tüketmek isteyen, her şeyi bir tüketim başlığı altında kavrayan (...) doyumsuz, her şeye karşı maymun iştahlı bir kişiliğe dönüşüyor.