Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Ekonomisi ve Kurumları

Şevket Pamuk

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Klasik dönem Osmanlı toplumundaki en önemli iktisadi ve mali kurum, hiç şüphesiz timardır. Timar düzeni, para kullanımının sınırlı kaldığı bir ortamda, devlet mülkiyeti altındaki topraklarda köylü üreticilerden toplanan vergi gelirlerinin sipahi ağırlıklı bir orduya dönüştürülmesini sağlıyordu. Böylece timar sadece toprak düzeninde değil, özellikle de mali ve askeri açılardan anahtar bir kurum durumundaydı. Ancak bugün Osmanlı devleti ve uygarlığıyla sıkı sıkıya özdeşleştirilen bu kurumu, Osmanlılar fethedilen tüm topraklarda yerleştirmeye çalışmadılar. Doğu Anadolu, Bağdat, Basra, Mısır, Yemen, Eflak, Boğdan, Gürcistan ve Kuzeybatı Afrika gibi daha uzak ve merkezden oldukça esnek biçimde yönetilen bölgelerde, Osmanlılar vergi toplamaya önem vermekle birlikte, varolan toprak düzenlerine ancak sınırlı biçimlerde müdahale etmişlerdir.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Osmanlılar dini kuralları izlemekten çok, esnek ve pragmatik davranış biçimleri sergilemişlerdir.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Örneğin imparatorluk ve devlet için büyük önem taşıyan Mısır'da timar yerleştirilmemiştir. Mısır'da toprak düzeni ve mali uygulamalar Nil vadisi ve deltadaki sulu tarımın gereksi- nimleri ile yerel toplumsal yapılara bağlı olarak biçimlenmiştir. Daha da uzaktaki sınır vilayetlerinde ise, Osmanlılar kendi kurumlarını yerleştirmek yerine çoğunlukla yerel kurum ve uygulamaları sürdürmeyi tercih etmişlerdir.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Öte yandan bu iki tür işçinin günlük ücretlerinin satın alma gücü, bu dört buçuk yüzyıllık dönemde oldukça yüksek gözükmektedir. Bir düz inşaat işçisi, 16. yüzyılda, günlük ücretiyle ya 8 kilo ekmek, ya 2,5 kilo pirinç, ya da 2 kilo et alabilmektedir. Vasıflı inşaat işçilerininki ise bunun 1,5 ile 2 katı arasındadır. Vasıflı inşaat işçileri yılda 200 günden az çalışmış olsalar da, bu ücret düzeyi ile hem toplumun genel ortalamasının hem de kentlerdeki ortalamaların üzerinde bir yaşam standardı tutturdukları düşünülebilir. Ülkelerarası karşılaştırmalar yapabilmek amacıyla, nominal ücretleri Osmanlı akçesinin gümüş içeriğiyle çarparak, İstanbul ve diğer Osmanlı kentlerindeki günlük ücretleri gram gümüş cinsinden ifade etmek de mümkündür. Söz gelimi 1500 yıllarında başkentte, düz inşaat işçilerinin günlük ücreti 3,4 gram, vasıflılarınki ise 6,6 gram gümüşe eşittir.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mali Buhran- Fiyat Devrimi
16. yüzyıl fiyat artışları, 20. yüzyılınkilerle karşılaştırıldığında çok da yüksek gözükmediği için, kimi tartışmacılar “fiyat devrimi” deyimini sorgulamışlardır. Ancak 16. yüzyıldaki fiyat artışlarının o döneme kadar hiç görülmemiş boyutlarda olduğuna, o dönemde yaşayanlara aşırı ve acımasız gözüktüğüne hiç şüphe yoktur.
Sayfa 77 - Türkiye İş Bankası, Kültür YayınlarıKitabı okuyor
İstanbul'da tüketici fiyatlarının 1469'dan 1.Dünya Savaşı'na kadar yaklaşık 300 kat arttığını gösteriyor. Bu toplam artış, yılda ortalama olarak %1,3 oranında bir artış anlamına geliyor.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
1787-92 savaşı sırasında devlet Osmanlı tarihinde ilk kez olarak bir yabancı ülkeden, Fransa, İspanya veya Hollanda'dan borç almayı da düşündü. Hollanda devleti 1789 yılında verdiği yanıtta borç veremeyeceğini belirtmekte ve Osmanlıları özel sektörle ilişki kurmaya çağırmaktaydı. Ancak Fransız Devrimi'nin Avrupa'da yarattığı güçlükler ve Osmanlıların da fazla istekli olmamaları nedeniyle bu olası- lık daha fazla izlenmedi. Bir diğer öneri de Müslüman ülke olması nedeniyle Fas'tan borç almaktı. Ancak kısa bir süre sonra, bu devletin Osmanlılara borç verecek durumda olmadığı anlaşıldı. Mali bakımdan güçlüklerle dolu bu dönemde devlet, olağanüstü savaş vergileri ve devlet hizmeti sırasında zengin olmuş kişilerin mal varlıklarının daha sık müsadere edilmesi yoluyla da ek gelir sağladı.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.