Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Hareminde Üç Haseki Sultan

Yılmaz Öztuna

Osmanlı Hareminde Üç Haseki Sultan Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı Hareminde Üç Haseki Sultan sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Hareminde Üç Haseki Sultan kitap alıntılarını, Osmanlı Hareminde Üç Haseki Sultan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İkinci Sultan Osman (Genç Osman)…
Mâhpeyker Kösem Haseki’nin üvey oğlu bir ateş parçasıydı. Genç bir arslandı. Fevkalâde yetişmişti. Arabça, Farsça, hattâ bir rivâyete göre Batı dillerini öğrenmişti. “Fâris” ve “Fârisî” mahlasıyle olgun şiirler yazıyordu. Silâhşörlük ve pehlivanlıkta, babasından da üstündü. Korku nedir bilmiyordu.
Sayfa 85 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Evliyâ Çelebî’ye göre, Viyana, bağlar, bahçeler, korular içinde güzel, sevimli, mâmur bir şehirdi. Ancak Almanlar, teknik medeniyetçe olduğu gibi, kültür ve terbiyece de Türkler’den geriydi. Alman soyluları, mendil kullanmasını bilmiyor, burunlarını kollarının yenlerine siliyorlardı. Çoğu da fena halde kokuyordu. Zira yıkanmanın sıhhate muzır olduğunu sanıyorlardı.
Sayfa 165 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Reklam
Osmanlı devletinde ordu + ulemâ = ihtilâl prensibi yürürlükte idi. Böylesine ikili bir ittifak karşısında padişah – halîfe’ye çok az şans tanınırdı.
Sayfa 89 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Osmanlı klasik infaz sisteminde Hânedan mensubları ipek kuşakla boğulur, devlet görevlilerinin başı baltayla kesilir, eşkıyalar iple asılır, padişaha ve dine karşı hareket edenler çengele asılırdı.
Sayfa 128 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Beş defa vezir-i âzam (başbakan) olan ve ihtiyarlığı dolayısiyle “Koca” diye anılan Sinan Paşa, rüşvette herkese örnek olmuştu. Pervasızca para alınıp veriliyor, mansıblar ve makamlar satılıyordu. 3 Nisan 1596’da Sultan Mehmed’in tahta geçmesinden bir yıl sonra, 89 yaşındaki bu uğursuz ve iğrenç vezir, ölmek suretiyle devlete en büyük hizmetini yaptı. Her tarafta sevinç çığlıkları yükseldi. Şairler ölümüne sevinçli tarihler düşürdüler, keyifli şiirler yazdılar ki, şimdiye kadar pek görülmüş şey değildi.
Sayfa 56 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Üçüncü Sultan Murad Han’ın…
(…) Safiye için sevgisi hiç eksilmedi. Her gün daha arttı. Safiye’den başka hiçbir kadın alâkasını çekemedi. Dedesi Sultan Süleyman için Hurrem ne ise, Şehzâde için de Safiye olmuştu.
Sayfa 28 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Reklam
Üçüncü Sultan Murad Han’ın…
(…) 41 kadından 130 çocuğu olmuştu. Çoğu küçük yaşlarda ölmüştü ama, 1595 yılı yaklaşıp da padişah iyiden iyiye keyifsizlik alâmetleri göstermeye başladığı zaman, 19 şehzâdesi ile 26 sultan kızı hayatta idi, çoğu da küçük çocuktu.
Sayfa 53 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Üçüncü Sultan Murad Han…
Tahta oturan Murad Han’ın ilk irâdesi, çok uğursuz oldu: Devletin anayasası olan Fâtih Kanunnâmesi’nin ünlü maddesi mucibince, Süleyman, Mustafa, Cihangir, Abdullah ve Osman adlı beş kardeşini “nizâm-ı âlem” yani “dünya düzeni” için katlettirdi. İkinci Selim’in cenazesine, bu beş mâsum oğlunun cenâzeleri de refakat etti.
Sayfa 31 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
İkinci Sultan Selim Han...
Devleti bizzat yönetmeyen ilk pâdişah… Devletin, Vezîr-i âzam Dâmâd Sokollu Mehmed Paşa’nın elinde olduğu söyleniyordu. Sokollu, Sultan Selim’in damâdı idi; Pâdişahın büyük kızı İsmihan Sultan’la evliydi. Gerçi Sultan Selim’den çok yaşlı idi ama, kızını almıştı.
Sayfa 27 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Kraliçe Elizabeth, Safiye Sultan’a çok saygılı mektublar yazıyor, hediyeler gönderiyordu. Böylece Safiye yalnız Türk devlet adamlarını değil, Avrupa hükümdarlarını da haraca bağlamıştı.
Sayfa 57 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Reklam
Şehzâdelerin sünnet düğünleri…
Türk düğünlerinin hepsi gibi halka açık şenliklerdi. İslâm öncesi Türk toplumundan, hâkan-tebea münasebetlerinden gelen bir gelenekti. Rönesans Avrupası’nda ise böyle hükümdar şenlikleri, soylulara mahsus, halka kapalı ve saray duvarları arasında geçiyordu.
Sayfa 45 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Üçüncü Sultan Murad Han…
1595 yılının Ocak ayının 15’ini 16’sına bağlayan gece, mesane hastalığından, Topkapı Sarayı’nda öldü. 48 yaşını 6 ay ve 1 gün geçiyordu. Saltanatı 20 yıl, 1 ay, 2 gün idi.
Sayfa 54 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Genç Osman…
(…) 12 Ocak 1621 günü, kardeşinin idamını emretti. Cellâdlar, Ulu Şehzâde’nin dairesine girdiler. Genç Velîahd durumu anladı: - Osman, diye beddua etti; Allah’dan dilerim ki, ömr-ü devletîn berbâd olup beni ömrümden nice mahrûm eyledinse, sen dahi behremend olmayasın! İslâm’dan önceki en eski Türk devletlerinden beri uyulan bir töreye göre, hânedan mensublarının kanı kutsaldı, akıtılmazdı. Velîahd-Şehzâde Mehmed, ibrişim kemendle boğularak öldürüldü.
Sayfa 87 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Gelen haber, Manisa’yı alt üst etti, “Cihan Hâkanı” Kanûnî Sultan Süleyman Han, Macaristan’ın Zigetvar Kalesi önünde vefat etmişti. 7 Eylül sabahı gün doğmadan Padişah’ın ölümü Vezîr-i âzam Sokullu Mehmed Paşa tarafından ordudan saklanmış, hemen Kütahya’daki Ulu Şehzâde Selim’e haber uçurulmuştu. O sırada Selim Han dağlarda avlandığı için, haber bir müddet geç ulaştırılabilmişti.
Sayfa 25 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
Hadice Tarhan Sultan…
Hurrem’leri, Safiye’leri ve şimdi devlete musallat olan, tasallut eden kaynanası Kösem’i tasvîb etmiyordu. Onlar vazifelerini yapamamışlar, zira misyonlarını anlıyamamışlar, Cenâb-ı Hakk’ın kendilerine o akıl almaz nimetleri niçin bahşettiğinin gerçeğine erişememişlerdi. Zira gönül yolları tıkalı idi.
Sayfa 135 - Ötüken Neşriyat - 10. BasımKitabı okudu
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.