Osmanlı Tarihinden İlginç Hikaye ve Anekdotlar Sözleri ve Alıntıları
Osmanlı Tarihinden İlginç Hikaye ve Anekdotlar sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Tarihinden İlginç Hikaye ve Anekdotlar kitap alıntılarını, Osmanlı Tarihinden İlginç Hikaye ve Anekdotlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Tıynetin na pak ise, hayr umma sen germabeden. Önce tathir-i kalb et, sonra tathir-i beden." Yani (Kötü huylu, kirli karakterli bir kimse isen, hamamdan bir şey bekleme. Temizlik istiyorsan evvela kalbini temizle, sonra da bedenini.) denmektedir.
"Türk milletinin haline şaşırıyorum. İçi altın dolu bir sandıkları var. Fakat bu kıymetten habersiz sandığın üzerine oturup dilenen insana benziyorlar."
İtalyan Oryantalist Anna Mesela'nın deyimiyle "Türk milletinin haline şaşıyorum. İçi altın dolu bir sandıkları var. Fakat bu kıymetten habersiz sandığın üzerine oturup dilenen insana benziyorlar"
"Planları başta Fatih Sultan olmak üzere Mimar Muslihiddin tarafından çizilen ve inşaatında Koca Sultan'ın bile taş taşıdığı Rumeli Hisarı'nın , altı bin işçisinin geceli gündüzlü vecd ve iman havasının lezzeti ve heyecanı içinde çalışması sayesinde yüz otuz iki gün gibi akıl almaz bir zamanda bitirildiği ve Hisar'ın planına kuş bakışı nazar edildiği zaman, Arapça ' Muhammed 'yazısı okunacak şekilde olduğu...Bu muazzam abidenin 'Mim' harflerinin olduğu yerde kulelerin , 'Ha' ve 'Dal 'harflerinin olduğu yerde ise istihkamların yer aldığı dikkatlerden kaçmamaktadır "
Yılmaz Muammer, Fatih Şahsiyetinden çizgiler ,s.10, Şahsi Basım
"Yavuz Sultan Selim, Mısır'ın fethine çıkmıştı.Ordu, Kocaeli'nin bağlık ve bahçelerinden geçerken mola verdi.Yavuz Sultan Selim, yeniçeri ağasını çağırdı.Ona 'Canım bir elma istedi .Bana pazardan bir elma satın al ' dedi .Yeniçeri ağası pazarı dolaştı, hiç elma bulamadı.Kimse elma satmıyordu.Çünkü herkesin elma bahçesi doluydu.Yavuz tekrar emretti. 'Askerlerin dağarcıklarını arat ,belki onlardan bir tane bulursunuz '. Yeniçeri ağası askerlerin dağarcıklarını arattı.Bir tek elma bulamadı.Dönüp geldi.Elma olmadığını söyledi.Yavuz şöyle söyledi.'Eğer bir askerimin dağarcığında tek elma çıkmış olsaydı Mısır seferinden vazgeçecektim.Çünkü o kadar elma bahçelerinden geçtiler.Bir elma koparılmış olsaydı hemen dönecektim.Haram yiyen bir ordu asla zafere ulaşamaz...' "
Halit Özdemir,a.g.e.,s.34.
16. yüzyılın kudretli padişahı Yavuz Sultan Selim'in huzuruna girerek yer öpüp itimatnamesini sunan Venedik elçisi Antonio Justiniani'nin ülkesine döndüğünde padişahın nasıl biri olduğu hakkında bilgi istendiğinde, elçinin şaşkınlık içinde;
"Kılıcı öyle parlıyordu ki yüzünü göremedim" diye itirafta bulunuyor.
Elçinin bu itirafının daha sonraları Yavuz Sultan Selim tarafından öğrenilmesi üzerine, haşmetli hünkárın, "Paşalarım Osmanlı'nın kılıcı parladığı sürece düşmanların başı daima önde olur. Ama Allah korusun bu kılıç kınına girer ve paslanma ya başlarsa o zaman bu kafalar yavaş yavaş dikilir ve bir gün bize yukar dan bakar" diyerek yapılması gerekene dikkat çekmiştir.